| FBI'nin, bizi ödül avcısı gözüyle izlediğini az çok biliyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن ضباط المكتب الفيدرالي يحبون مراقبة صائدي الجوائز |
| 3 gün önce bir grup ödül avcısı ile çatıştık. | Open Subtitles | قبل ثلاثة أيّام إشتبكنا مع بعض صائدي الجوائز |
| Hey, ödül avcıları, tüm yayını tekelinize almayın. | Open Subtitles | هاى , صائدي الجوائز , توقفوا عن احتكار اجهزة الارسال |
| Siz ödül avcıları Azrail özel birliği gibisiniz. | Open Subtitles | أنتم يا صائدي الجوائز أشبه بالقوّات الخاصة لحاصدي الأرواح |
| bu eski uçakları sistemden çıkartmalı ve yok etmeli ödül avcılarını arkalarından göndermeliyiz | TED | يجب ان نأخذها بعيدا و نرديها و نرسل خلفها صائدي الجوائز |
| Pekala beyler, paramın çantalarda olup olmadığına bakalım ve ödül avcılarını bırakalım. | Open Subtitles | حسناً، أيها السادة لنتأكد أن هذه الحقائب محملة بمالي و سندع صائدي الجوائز يرحلون |
| Birlikte Aku'nun ödül avcılarıyla yüzleştik. | Open Subtitles | واجهنا معاَ صائدي الجوائز التابعين لــ آكو |
| Hepsi kelle avcısı. | Open Subtitles | جميعهم من صائدي الجوائز. |
| Zırhlı Araba Hizmeti, Ödül avcılığı Hizmeti. | Open Subtitles | خدمة السيارات المسلحة خدمة صائدي الجوائز |
| kelle avcıları suçlu peşinde koşmak yerine kız peşinde mi koşuyor artık? | Open Subtitles | إذًا فوظيفة صائدي الجوائز ليست مطاردة الجوائز وإنما مطاردة مؤخرات النساء؟ |
| Vakti geldi çocuklar. Ödül avcılarına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | حان الوقت يا رفاق نحتاج صائدي الجوائز |
| Ayrıca sırf kardeşim için ödül avcısı oldu. | Open Subtitles | وأيضاً انضم إلى صائدي الجوائز بسبب صديقتي |
| Yoksa ödül avcısı olduğunu anlarlar. | Open Subtitles | سوف يعتقدون بأنك من صائدي الجوائز إذا كنت تحملها معك |
| Bir ödül avcısı tarafından öldürüldüğünde hayatı yarıda kalmıştı. | TED | في الثاني من يوليو/تموز عام 2015، انتهت حياته مبكّراً عندما قُتل على يد أحد صائدي الجوائز. |
| Yayını duyan ödül avcıları etrafta olabilir. | Open Subtitles | ربما بعض صائدي الجوائز يترصدك ربما سمع أحدهم البث |
| Bu kaçaklardan sadece birkaçı ödül avcıları tarafından yakalandı. | Open Subtitles | مهلاً، القليل فقط من الهاربين أحضّرهم صائدي الجوائز |
| Peşimizden ödül avcıları yolladılar. | Open Subtitles | لقد ارسلوا صائدي الجوائز خلفنا |
| O zaman FBI'ın ödül avcılarını izlediğinden haberim yoktu. | Open Subtitles | لم أكن أعرف أن ضباط المكتب الفيدرالي يحبون مراقبة صائدي الجوائز |
| ödül avcılarını işe alırım. | Open Subtitles | أنا أوظف صائدي الجوائز |
| Millet. Vakit geldi. ödül avcılarıyla tanışın. | Open Subtitles | حان الوقت يا رفاق نحتاج صائدي الجوائز |
| ödül avcılarıyla görüşmekten hoşlanmadığımı biliyorsun. | Open Subtitles | تعرف أني لا أقابل صائدي الجوائز |
| Ödül avcılığı seminerine geldim. | Open Subtitles | أنا هنا من أجل ندوة صائدي الجوائز |
| Sizler bu galaksinin en korkusuz ve korkunç paralı askerleri kelle avcıları profesyonel askerleri kiralık katilleri yaptığınız şeyde en iyi olanlarsınız. | Open Subtitles | أنتم أكثر وحشة في هذه المجرة صائدي الجوائز قتلة |
| Ödül avcılarına iş veririm. | Open Subtitles | أنا أوظف صائدي الجوائز |