| Bunu daha sonra sen ayık olduğunda ve ben de işte olmadığımda konuşuruz. | Open Subtitles | سنتحدث عن هذا لاحقاً عندما تكون صاحياً و انا لست بالعمل |
| Partnerin de eskiden bir sarhoş olduğundan, sadece bu adamın ayık olduğuna inanmak istedim. | Open Subtitles | كنت أعتقد هنا بأن شريككِ كان سكران فقط أردت تصديق هذا الرجل كان صاحياً |
| Sana şunu söyleyeyim keşke ayık olmasaydım. | Open Subtitles | دعني أخبرك بهذا، أتمنى لو لم أكن صاحياً. |
| Sadece uyanık olarak yatar, uyuşturucu bağımlısı olmamaları için dua edersin. | Open Subtitles | وتبقى صاحياً ، تصلي ان لا يتعاطون المخدرات |
| Hayır, beni o bütün lanet şey boyunca uyanık tutuyor. | Open Subtitles | لا، أبقتني صاحياً طوال الفتره في الغرفة. |
| Her türlü beyin sarsıntısında, hastanın uyanık kalması gerekir. | Open Subtitles | نرغب في إبقاء المريض صاحياً في أيّ نوع من إصابات الرأس |
| Beş gündür ayakta. | Open Subtitles | اتعلم لازال صاحياً خمسة اياماً على التوالي |
| Eğer beyni ayık, vücudu hareketsiz tutarsan, bozulmaya başlar, saçlar dökülür. | Open Subtitles | إذا أبقيت الدماغ صاحياً والجسم جامداً يتفكك ويفقد شعره |
| Biliyor musun, onu sudan çıkardığın zaman ayık olduğuna ikna olmadım. | Open Subtitles | أتعلم أنني غير مقتنعة أنّه كان صاحياً من أثر الكحول عندما أنقذتَها |
| ayık kalacağız dediysek, ayık kalacağız. | Open Subtitles | البقاء صاحياً يعني البقاء صاحياً , موافق ؟ |
| Hayatımda hiç o kadar ayık değildim. | Open Subtitles | أنا لم أكن صاحياً أكثر من ذلك في حياتي |
| Sen 1965'ten beri ayık olmalısın.. | Open Subtitles | يجب أن تكون صاحياً منذ عام 1965 |
| ayık ölmek istedi. Hmm. Doksan üç günüm vardı. | Open Subtitles | أراد أن يموت صاحياً لدي 93 يوماً |
| Sensin! Neredeyse şu son üç yıldır seni ayık görmediğimin farkında mısın? | Open Subtitles | أتدرك أنني لم أراك صاحياً منذ 3 أعوام ؟ |
| Benim tek umudum kafeinsizin tadının vücudumu kandırıp uyanık tutması. | Open Subtitles | لأنني يجب أن أتمنى أن طعم قهوتي أن يخدع جسمي ليبقى صاحياً |
| Muhtemelen beyin sarsıntısı geçirmiş yani onu 48 saat boyunca uyanık tutmanız gerek. | Open Subtitles | من الممكن أنه حصل له ارتجاج في المخ لذلك الأمر المهم أن تبقوه صاحياً في 48 ساعة القادمة |
| Dinç ve uyanık kalmak için metamfetamin'e başvurduğunuzu. | Open Subtitles | انك تستخدم عقاراً ممنوعاً للبقاء صاحياً ومتيقظ |
| Ama doktorun yaşını sormasına cevap verecek kadar uyanık kalmış. | Open Subtitles | لكنه كان صاحياً لمدة كافية ليسأله الطبيب عن عمره. |
| Unutma Stevo, bizim için uyanık kal. | Open Subtitles | تذكر يا ستيفو ابق صاحياً من أجلي، أتسمع؟ |
| İşitme kaybının nedeni uyanık kalmak için başını sık sık soğuk suya sokması olabilir. | Open Subtitles | فقدان سمعه ربما سببه غمر مستمر لرأسه في الماء البارد ليبقى صاحياً |
| Sheldon, bütün gece ayakta kalırsan yarın çok uykulu olursun. | Open Subtitles | شيلدون" , أنت تعلم" إن بقيت صاحياً طوال الليل بأنك ستكون نعساناً غداً |
| Onu öldürdüğünde de sarhoş muydun, yoksa o zamana kadar ayılmış mıydın? | Open Subtitles | هل كنتُ ثملاً حين قتلتها ؟ أم كنتُ صاحياً بذلك الوقت ؟ |