| Ve size anlatacağım bazı şeyler biraz şaşırtıcı olabilir. | TED | وأحذركم بأن بعض ما سأريكم إياه سيكون صادما لكم قليلا. |
| Yalnız yaşıyormuş, evindeki oyuncaklara bakılırsa şaşırtıcı değil. | Open Subtitles | لقد عاش وحيدا الشيء الذي كان صادما بالنظر إلى مكانه إنه مليء بالألعاب |
| Bu bazıları için şaşırtıcı olabillir ama ben de daha önce birileriyle çıktım. | Open Subtitles | هذا الامر ربما يكون صادما للبعض لكنني واعدتُ اشخاصاً من قبل |
| Ve gene, bu çoğu Twitter kullanıcısı için şok edicidir, fakat olmamalıdır. | TED | وهو الشيء الذي، مجددا، كان صادما للعديد من مستخدمي تويتر، مع أنه لايجب أن يكون كذلك. |
| Ama daha sonra yaptıkları şey daha da şok ediciydi. | Open Subtitles | ولكن ما حدث بعد ذلك كان صادما بدرجة أكبر |
| Yeterince önemli ya da şaşırtıcı bir şey söylersem gözlerini açar diyorum. | Open Subtitles | أظل أفكر في أنني لو قلت شيئا كبيرا بما يكفي أو... صادما بما يكفي، |
| Lise sevgilisini pembe dizide görmek şok ediciydi. | Open Subtitles | رؤية صديقها في المدرسة الثانوية على أوبرا كان صادما |
| Bu yüzden, böyle bir şey üstünde çalıştığınızı öğrenmek şok edici olur ki... | Open Subtitles | وسيكون هذا صادما عند اكتشافه بأنكم تعملون على هذه |
| şok edici demek bile basit kalır eminim. | Open Subtitles | اعلم بأن هذا سيكون صادما لك |
| Sadece... şok oldum. | Open Subtitles | لقد كان فقط... كان صادما |