| Sanki külotumun içinde sadece senin duyabileceğin bir köpek düdüğü varmış gibi. | Open Subtitles | وإذا كان هناك صافرة الكلب في سروالي والوحيد الذي يمكن أن تسمعه. |
| Aslında bir tecavüz düdüğü ama düdüğü düştü, bu hali hoşuma gitti bu yüzden takıyorum. | Open Subtitles | أهلاً أهلاً، تعجبني قلادتك بالواقع هي صافرة اغتصاب ولكن سقطت الصافرة |
| On bir rozet ve düdük aldık doğumgününde. | Open Subtitles | لقد أشترينا له شارة و صافرة فى عيد ميلاده |
| Gece yarısı çamaşırını yıkar, yıkarken bir de ıslık çalar. | Open Subtitles | هل تعرف أنها تغسل صحونها في منتصف الليل ؟ . و تطلق صافرة في نفس الوقت |
| Asıl acayip olan, geminin sireni yüzünden tüm ordunun seferber olması. | Open Subtitles | ومن المضحك أن نرى الجيش بأكمله على التوالي بسبب صافرة سفينة. |
| Real Madrid ilk yarının son düdüğüyle kurtuluyor. | Open Subtitles | لقد تم انقاذ ريال مدريد بالفعل بسبب صافرة نهاية الشوط الاول |
| Köpekbalığı çiftleştirme düdüğü, onları 3 km mesafeden bile etkiler. | Open Subtitles | صافرة تزاوج القرش تستطيع ج1ب القرش من علي بعد 2 ميل |
| Sis düdüğü gibi bir şeydi. | Open Subtitles | ثم سمعت صافرة ، كـ صافرة الصباب أو شئ كهذا |
| "Tren düdüğü çaldı İstasyondan ayrıldık. | Open Subtitles | "كما صافرة القطارَ صَرختْ ونحن بَدأنَا مِنْ المحطةِ، |
| Kaybediyoruz Ryan, üç-sıfır yeniliyoruz ve bitiş düdüğü yaklaşıyor. | Open Subtitles | نحن نخسر يا رايان.اصبحت النتيجه 0/3 لصالحهم. وقد اقتربنا من صافرة النهايه |
| düdük çalana dek oyna. | Open Subtitles | والركب مرفوعة نلعب حتى يطلق الحكم صافرة النهاية |
| düdük çalana dek oynarız! Nasıl yaparız biliyorsunuz. | Open Subtitles | نحن نلعب حتى صافرة النهاية و أنتم تعلمون ما علينا أن نفعل |
| düdük çalana kadar oynuyorum işte, koç. | Open Subtitles | أريد أن ألعب حتى صافرة الحكم أيها المدرب |
| Uzakta bir lokomotifin çıkardığı ıslık sesi kulaklarımda o denli güçlü çınlıyordu ki acısı dayanılır gibi değildi. | Open Subtitles | صافرة قطار يسافر بعيدا كانت تهتز قويا في اذني هذا الألم كان لا يطاق |
| Eskiden çok iyi ıslık çalardım. | Open Subtitles | أتعلم, لقد إعتدت دائماً بأن أستطيع إطلاق صافرة جيدة |
| bir gemi sireni veya kilise çanı... üzgünüm,böyle bir şey duymadım. | Open Subtitles | صافرة سفينة او جرس كنيسة ؟ اسف ,لاشئ مثل هذا. |
| Belgrat'taki bitiş düdüğüyle birlikte, maç 3-3 bitiyor ve Manchester United toplamda 5-4 galip çıkarak Avrupa Kupası'nda yarı finale ismini yazdırıyor. | Open Subtitles | عند صافرة النهاية في (بيلغريد')، 3-3هذا اليوم. مانشستر يونايتد) ينجح)' 5-4في مجموع المبارتين |
| Bir düdüğüm, bez kaskım, telefon kulübesi anahtarım, yumuşak kauçuklu copum, ve de bir şehir haritam var. | Open Subtitles | لدي صافرة وخوذة ومفتاح للزنزانة وهراوة مطاطية ناعمة |
| Dedektif Luke Callaghan lütfen sinyal sesinden sonra mesajınızı bırakınız. | Open Subtitles | وصلت إلى المحقق لوك كالاهان رجاء اترك رسالة بعد صافرة |
| Berbattı, o siren hayatımı kurtardı Yoksa o cehennemden çıkamazdım | Open Subtitles | اللعنة, صافرة القطار هي التي أنقذت حياتي لولاها لذهبت الجحيم |
| Dalgıç A atkı ıslığı çalıyor veya Dalgıç B yosun ıslığı çalıyor, oyuncak kimdeyse ondan istemek için. | TED | ثم سيشغل الغواص أ صافرة الوشاح أو الغواص ب صافرة السارغسوم ليطلب لعبةً من أحد الدلافين. |
| Ah, düdüğe gerek yok, bırak oynasınlar işte. | Open Subtitles | لاتحتاج صافرة دعهم يلعبون |
| Eğer Ray ve Katy ile yürütemezsek sis düdüğünü çal, çünkü deniz fenerine taşınıyoruz. | Open Subtitles | و ان لم تفلح الامور مع راى و كايتى أطلقى صافرة الضباب لأنة وقت المنارة |
| Bir yakinlik detektörü. Yoluna bir sey çikarsa bip sesi çikartacak. | Open Subtitles | إنه كاشف للمسافات، وسيصدر صافرة لو أن شيئاً في طريقكِ |
| Mahşer günü çanları gibi doğa üstü bir ses çıkartıyor bu şey. | Open Subtitles | تلك صافرة اللوم تبدو وكأنّنـا بصدد يوم العذاب من كلّ شيء طبيعي حولنـا |