| - En azından dayanıyor. Bir süre iyi oluruz. | Open Subtitles | علي الأقل المكان صامد يمكننا البقاء هنا لفترة |
| - Gözünü kaybetti ama, iyi dayanıyor. | Open Subtitles | إنه سيفقد عيناً بالتأكيد لكنه صامد |
| - Gözünü kaybetti ama, iyi dayanıyor. | Open Subtitles | إنه سيفقد عيناً بالتأكيد لكنه صامد |
| Emir verdiğimde başlayacaksınız. Son ayakta kalan o kapıdan çıkacak. | Open Subtitles | نفذ على قيادتي آخر رجل صامد سيخرج من ذلك الباب |
| Bu savaşçılar, gemiler boyunca sadece bir grup ayakta kalana kadar onlara binip, savaşıp, boğulup, düşmanlarını saf dışı bırakarak çekişirlerdi. | TED | كان هؤلاء المحاربون يتبارزون عبر السفن: الصعود على سطحها والقتال والغرق وإضعاف أعدائهم حتى يبقى فصيل واحد صامد. |
| Pajota dayanıyor, ama ona 90 metreden yandan vurmaya çalışıyorlar. | Open Subtitles | باجوتا) صامد لحد الآن لكنهم يحاولون) إحاطته 100 ياردة أسفل النهر |
| Zar zor dayanıyor. | Open Subtitles | انه بالكاد صامد |
| Kalkanlar güçlü ve dayanıyor. | Open Subtitles | الدرع قوي و صامد |
| Kapı mührü dayanıyor. | Open Subtitles | -قفل البرج صامد |
| Kalkanlar dayanıyor! | Open Subtitles | الدرع صامد |
| dayanıyor. | Open Subtitles | يبدو انه صامد |
| dayanıyor. | Open Subtitles | أنهُ صامد |
| İşte Archie Moore tüm round aralarına rağmen ayakta duruyor ve bir kez daha Yvon Durelle'e psikolojik bir baskı uygulamaya çalışıyor. | Open Subtitles | هذا هو ارشي مور، الذي كان صامد طوال فترة ما بين الجولات، يحاول مرّة أخرى اخذ تسديدة نفسية |
| Bu arada şu kazandığın ödül var ya hani en son ayakta kalanın kazandığı, haksız kazançtır. | Open Subtitles | ملاحظة جانبية، ذلك التذكار الذي ربحتيه في مسابقة آخر رجل صامد هي أرباح غير مشروعة |
| İhtimaller tamamen bunun aleyhineydi; fakat her nasılsa ayakta duran son adam olmayı başardın. | Open Subtitles | .... الاحتمالات بالتأكيد كانت ضده,ولكن بطريقه ما لقد خططت لأن تكون أخر رجل صامد |
| İhtimaller tamamen bunun aleyhineydi; fakat her nasılsa ayakta duran son adam olmayı başardın. | Open Subtitles | .... الاحتمالات بالتأكيد كانت ضده,ولكن بطريقه ما لقد خططت لأن تكون أخر رجل صامد |