| Bu örnek, hayatta karşılaşılan birçok durumu özetler, beklersen kazanırsın ama sabırlı olman lazım. | TED | هذا يطابق الكثير من الأوضاع في الحياة التي فيها تكسب بالصبر، لكن يجب أن تكون صبوراً. |
| sabırlı olmanı istiyorum. Sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إننى أطلب منك أن تكون صبوراً إنها مسألة وقت فقط |
| Biraz sabırlı olmalısınız çünkü nereye gideceğimi henüz tam olarak bilmiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تكون صبوراً معي لأني لا أدري أين أنا ذاهبة تحديداً. |
| - Ne çok ismin varmış! - sabırlı ol. Neredeyse bitti. | Open Subtitles | اعتقد انك حصلت على اسماء كافية كن صبوراً ، ستنتهى الالقاب قريبا |
| Evet, çok sabırlı davrandınız. Gerçekten sabrınızdan dolayı size minnettarız. | Open Subtitles | نعم،كنت صبوراً جداً ونحن نقدر ذلك كثيراً |
| sabırlı olmasını ve yakında buluşacağımızı söyle ona. | Open Subtitles | أخبريه أن يكون صبوراً ويطلب من الموت السرعة |
| Ona sabırlı olmasını ve ölümüme elini çabuk tutmasını söyle. | Open Subtitles | أخبريه أن يكون صبوراً ويطلب من الموت السرعة |
| - sabırlı ol. Hala bize yararlılar. | Open Subtitles | كن صبوراً الآن, هم ليسوا مفيدين إلى الآن |
| Tanrı'nın senden istediği bir parça sabırlı olman kardeşim. | Open Subtitles | مايُريدهُ الله منك هو أن تكون صبوراً, أخي |
| Ona karşı sabırlı olun o yuvasından ilk kez çıkan bir serçe. | Open Subtitles | كن صبوراً معه إنه مثل العصفور خارج العش لأول مرة |
| Eğer burada hayatta kalmayı umuyorsan, daha sabırlı olmayı öğrenmen gerek. | Open Subtitles | لابد أن تكون صبوراً أيضاً لو كنت ستحيا هنا |
| Sana, "Birşeyi çok istersen sabırlı olmalısın o zaman sana gelecektir" demiştim. | Open Subtitles | عندما قلت لك أنك عندما تريد شيئاً ما بشدة عليك أن تكون صبوراً وسيأتي اليك؟ |
| sabırlı ol evlat. İzlenen araba asla kaza yapmaz. | Open Subtitles | كن صبوراً يا بني، السيارة المراقبة لا تصطدم أبداً |
| Yaşlandığında, sabırlı olmayı öğreniyorsun. | Open Subtitles | ،أتعرف، عندما تكون كبيراً فأنت تتعلّم أن تكون صبوراً |
| Biz arama çemberini daralttıkça, ele geçen sahte para miktarı da artıyor. Biraz sabırlı ol, tamam mı? | Open Subtitles | ففي كل مرة نضيق نطاق البحث تظهر المزيد من العملات، لذا كن صبوراً فحسب، حسناً؟ |
| Evet, buradaki iş akışını öğrenirken, bana karşı oldukça sabırlı davrandı. | Open Subtitles | لقد كان صبوراً علي كثيراً حينما كنت أتعلم الأساسيات هنا |
| Aramaya devam et, sabırlı ol, bulacaksın. | Open Subtitles | فقط واصل البحث , إنه هناك , هدئ من روعك و حسب كن صبوراً فحسب , ستجده |
| Daha sabırlı olmak için çok çaba sarf edeceğim ve hatalı isem, bunu düzeltmek için senin düşüncelerini dikkate alacağım. | Open Subtitles | سأحاول أن اكون صبوراً و سأصغي إليكِ عندما اخطأ تصلحين الخطأ |
| Sabret yoksa düğün takısını tek elle takmak zorunda kalırsın. Anladın mı? | Open Subtitles | فلتبقى صبوراً ، وإلا فإنك ستزينها بيد واحدة هل فهمت ما أقوله |
| Lütfen bana sabır göster. Daha fazla zamana ihtiyacım var. | Open Subtitles | أرجوك كُن صبوراً معى أحتاجلمزيدمن الوقت. |
| Sabırsız olduğunu biliyorum fakat bu zaman istiyor. | Open Subtitles | اعلم انك لست صبوراً لكن بعض الاشياء تأخذ وقتا |
| Hayır, sabrettim. 18 ay önce 5 boğa için ruhsata başvurmuştum. | Open Subtitles | أنك لستَ صبوراً. منذُ 18 شهراً تقدمت بطلب للحصول على رخصة صيد الأيّل. |
| Ama zeki olduğu kadar sabırlıydı da. | Open Subtitles | لكنه كان صبوراً بقدر ذكائه |
| - Sakince bekle, sabırla. | Open Subtitles | فقط خطط لها، و كن صبوراً. |
| Ama sabretmen gerekecek. | Open Subtitles | لكن ، عليك أن تكون صبوراً |
| Madem açık konuşuyoruz sonsuza kadar sabredemem. | Open Subtitles | ،ولكن حتى أكون واضحاً لن أكون صبوراً للأبد |