| Doğru. Kıpırdasan iyi olur. Kıpırdamaya devam etsen iyi olur. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ,من ألافضل ان تَتحرّكُى من ألافضل ان تَستمرُّى بالحركة. |
| Doğru olanı yapman için pek çok şey denedim, tamam mı? | Open Subtitles | النظرة، حاولتُ الكثير مِنْ الأشياءِ المختلفةِ للحُصُول عليك لتَعمَلُ الذي صحيحُ. |
| Bana Doğru olduğunu düşündüğüm doğrultuda yapacaklarım hakkında güvenebilirsin, senin isteklerin doğrultuda değil.. | Open Subtitles | يُمْكِنُك أَنْ ثقي بي لافعل ما هو صحيحُ لَيسَ ما تعتقدين به أنت |
| Yaşamaya devam etmelisin diyor. haklı. | Open Subtitles | يَقُولُ بأنّني يَجِبُ أَنْ يبدأ بالذهاب انة صحيحُ. |
| Sadece diğer birçok konuda haklı çıktığını söyledim. | Open Subtitles | أنا فقط قُلتُ بأنّك كُنْتَ صحيحُ حول الكثير مِنْ الأشياءِ الأخرى. |
| Aynen öyle,Jeff Bingham yapmak isterse yapar. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ. عندما جيف Bingham عِنْدَهُ مهمةُ، يُسلّمُ. |
| Haklısın. Bebek kardeşinle dalga geç sen. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ إسخرْ مِنْ أَخِّوك الطفل الرضيعِ |
| Bu birinin zevkinin Doğru diğerinin yanlış olduğunu göstermez. | Open Subtitles | هو لا يَعْني بأنّ واحد صحيحُ والآخرون خاطئُ. |
| Tam Doğru ismi bulmak gerekir, hoş ve akılda kolay kalacak bir şey | Open Subtitles | إنها يجب أن تسمى بعنوان صحيحُ مع ذلك،مثل شيءِ الجذّابِ |
| Doğru anı beklemek zorundasınız. | Open Subtitles | أنت يَجِبُ أَنْ تَنتظرَ اللحظةَ عندما تَعْرفُ بأنّه صحيحُ. |
| -İnsan bazen Doğru olanı yapmak için fedakârlık eder. | Open Subtitles | واحد يَجِبُ أَنْ يَضحّي بشيءِ لكي يَعمَلُ ماهو صحيحُ |
| İşlemlerin hepsi Doğru ama sadece sonuçlar yanlış. | Open Subtitles | أنت علمين جيدا أنه غريب جدا الذى يحدث فى أختباراتك , كيدى أنّ كُلّ العمل صحيحُ وفقط الأجوبة خاطئة. |
| -eşitti c kare... -Evet Doğru ama... -Peki buraya Leonarda Da Vinci'nin... | Open Subtitles | C²، ذلك صحيحُ لكن الذي يَحْدثُ متى نَجْلبُ ليوناردو دافنشي إي، إف و |
| Doğru. 1 56 yaşındayım. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ. أَنا بعمر 56 1 سنةً. |
| - Oldukça Doğru, efendim. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ جداً، سيدي نعم، حسنا |
| haklı olduğumu söylemene gerek yok. | Open Subtitles | أنا لَستُ بِحاجةٍ إلى أنت لإخْباري أَنا صحيحُ. |
| Öyleyse, Connors haklı demektir. | Open Subtitles | إذا كان الأمر كذلك، نَعْرفُ كونورس صحيحُ. |
| Benim de bilimim var ve haklı olduğuma eminim. | Open Subtitles | عِنْدي عِلْمُ وأَنا متأكّدُة أَنه صحيحُ أنت متأكّدة؟ |
| Aynen öyle efendim. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ سيدُي |
| Evet, Aynen öyle! | Open Subtitles | نعم، ذلك صحيحُ. |
| Haklısın. Kırlarda güzel bir gezinti. | Open Subtitles | ذلك صحيحُ تجوال رائع على الأراضي البورِ |
| - Belki haklıdır. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا هو صحيحُ. |
| AMA, DOGRU. | Open Subtitles | لكن، ثمّ، ذلك صحيحُ. |