| Eğer arada bir, onun tavsiye vermesine izin verirsen, arkadaş olabilirsiniz. | Open Subtitles | خلال مدة معينة, بأن تكون من يتخذ القرارات؟ فستكونان صديقتان رائعتان |
| Ben arkadaş olmak istiyordum ama, ne yapmamı bekliyordun ki? | Open Subtitles | أردت أن نكون صديقتان لكن ماذا توقعتِ مني فعله ؟ |
| Demek siz Birinci Kızsınız, siz de İkinci. Eski arkadaş mısınız? | Open Subtitles | إذن أنت الفتاة الأولى وأنت الثانية ، هل أنتما صديقتان ؟ |
| 50 yıldan beri, daha küçücük kızlar olduğumuzdan beri arkadaşız. | Open Subtitles | نحن صديقتان منذ خمسين عاماً، منذ أن كنّا فتياتٍ صغيرات |
| Biz arkadaşız çünkü sen benim sevgilimle sevişemezsin.Bunu sen söyledin! | Open Subtitles | نحن صديقتان لأنّكِ لا تعاشرين أخلاّئي, أنتِ قلت هذا بنفسكِ! |
| Daima, her zaman, kırışmış en eski arkadaşlar olacağız. | Open Subtitles | نحن سنكبر ونكون أفضل سيدتان صديقتان على الإطلاق , إلى الأبد |
| Ne zaman bir arkadaş grubundaki iki kişi sevgili olsa. Mm. Bütün dengeyi bozar. | Open Subtitles | متى ما أصبحت صديقتان من مجموعة شاذات يختل التوازن كله |
| Annenle ben yakın arkadaş olduğumuzdan 300$ inersen bunu senden alırım. | Open Subtitles | بما أنني ووالدتك صديقتان مقرّبتان، سأشتريها منك إن خفّضت من ثمنها 300 دولار |
| Ben de, annemle sen yakın arkadaş olduğunuzdan içimdeki hareket çekme dürtüsüne karşı koyarım. | Open Subtitles | وبما أنكِ ووالدتي صديقتان مقرّبتان، سأقاوم استغلالكِ في بيع هذا |
| arkadaş olmak istedim, ama ne yapmamı bekliyordun ki? | Open Subtitles | أردت أن نكون صديقتان لكن ماذا توقعتِ مني فعله ؟ |
| İki arkadaş akşam yemeği yiyip sinemaya gidebiliriz. | Open Subtitles | صديقتان تتناولان العشاء .. و تذهبان إلى السينما |
| Evet, iyi arkadaş olacaklar gibi bir his var içimde. | Open Subtitles | نعم، يراودني شعور أنهما ستكونان صديقتان حميمتان |
| Söylemeliyim ki şaşırdım. arkadaş olduğumuzu sanıyordum. Neden? | Open Subtitles | يجب أن أقول أنني متفاجئة فقد ظننت أننا صديقتان |
| Ve artık ikiniz de iyi arkadaş olduğunuza göre ilk sorguda yer alabilirsiniz. | Open Subtitles | و طالما أنكما صديقتان حميمتان الآن, يمكنكما أن تكونا المحققتان الأوليتان |
| - Biz uzun zamandır arkadaşız. - Bunun hatırı var. | Open Subtitles | نحن صديقتان منذ زمن كبير - هذا يعني شيء - |
| Yani uzun zamandır arkadaşız ama bildiğim kadarıyla hemen hemen göründüğü gibi. | Open Subtitles | نحن صديقتان منذ زمن طويل وفقا لما أراه. إنها واضحة جداً. |
| LA: Bakın, biz siyaset ve devletin hayatımızda oynaması gereken role ilişkin çok farklı düşünen iki sıradan arkadaşız. | TED | لورين: انظروا، نحن فقط صديقتان عاديّتان، صادف أننا نفكر بشكل مختلف جدًا سياسيا وحول الدور الذي يجب أن تلعبه الحكومة في حياتنا. |
| İki kız, arkadaşlar, ikisi de 21. yaş günlerinde öldüler ve sen buna rastlantı mı diyorsun? | Open Subtitles | فتاتان، صديقتان كلاهما تموت قبل أن يبلغا 21 سنة وأنتِ تقولين أنها مصادفة |
| Evlilerle çıktım, kız arkadaşım bile oldu iki kız arkadaşım oldu. | Open Subtitles | لقد واعدت شخص متزوج، وكانت لدي صديقة حميمة اثنتان صديقتان حميمتان |
| Mystic Falls'a gelmeden çok daha önce de biz çok iyi arkadaştık, Damon. | Open Subtitles | أنا و (كاثرين) كنـّا صديقتان مُقربتان، قبل أمدٍ بعيد من بلوغنا "شلالات (ميستك)". |
| Liseden mi arkadaşsınız yoksa daha da önceden mi? | Open Subtitles | صديقتان كما هو حال زملاء المدرسة الثانوية أم صديقتان كما هو حال القانون السابق؟ |
| Annelerimiz arkadaştı. | Open Subtitles | لقد كانت والدتينا صديقتان. |
| Yani iyi arkadaştınız. | Open Subtitles | أعني، بأنكما كنتما صديقتان حميمتان أليس كذلك؟ |