| O yaşta, çirkin, yüzü sivilcelerle dolu ve kafasına takmış, benim en iyi arkadaşım olacakmış. | Open Subtitles | وجهها قبيح ملئ بالبثراتِ وهذيان وهلوسه وأصبحت مع ذلك صديقتي المفضلة |
| Kimseye söyleme, ama eski okulumdaki en iyi arkadaşım, bir sürü SAT sınav sorusu çaldı ve bunu benim üstüme attı. | Open Subtitles | لا تخبري أحدا، ولكن صديقتي المفضلة من مدرستي القديمة سرقت مجموعة من أسئلة امتحانات القبول ومن ثم ألقت اللوم علي |
| en iyi arkadaşım olarak fiyaskomu itiraf etmenin zor olduğunu anlarsın. | Open Subtitles | بصفتك صديقتي المفضلة, رايلي تعلمين مدى صعوبة إعترافي بالفشل |
| O bunu daha bilmiyor ama benim en yakın arkadaşım. | Open Subtitles | لا تعرف ذلك بعد، ولكنها صديقتي المفضلة الجديدة. |
| Birisiyle çok kötü bir biçimde ayrıldım, aslını istersen en iyi arkadaşımla. | Open Subtitles | لقد حظيت بانفصال سيء مع أحدهم صديقتي المفضلة في الواقع |
| Christina en iyi arkadaşımdı. Ona güvenerek sır verdim, o ise gidip Wilhelmina'ya anlattı. | Open Subtitles | كريستينا صديقتي المفضلة عهدت بالأشياء إليها وهي تذهبب وتخبر ويلامين |
| Çocukluğumdaki en iyi arkadaşım ki kendisi Los Angeles'a geliyor. | Open Subtitles | صديقتي المفضلة من الطفولة تزور لوس أنجلس |
| Sandığın şey değil. Jamie, tekrar en iyi arkadaşım olur musun? | Open Subtitles | جيمي هل تكونين صديقتي المفضلة مرة اخرى ؟ |
| Şimdi de en iyi arkadaşım olan Succubus'la spaya gidip... temizlenmeyi düşünüyorum. | Open Subtitles | والان افكر لماذا لا اخذ صديقتي المفضلة الى المنتجع الصحي بحيث هي تستطيع ان تحظى بقليل من الاسترخاء |
| - en iyi arkadaşım geceyi burada geçiremez mi yani? | Open Subtitles | صديقتي المفضلة لا يمكنها أن تقضي الليلة العينة؟ |
| Benim dünyamda, sen en iyi arkadaşım ve en güvenilir yardımcımsın. | Open Subtitles | في عالمي أنتِ صديقتي المفضلة و أكثر معاوني ثقة |
| Özür dilerim ama Kate benim en iyi arkadaşım ve ben bunu ona yapamam. | Open Subtitles | اسف لكن كايت صديقتي المفضلة و لا استطيع فعل هذا لها |
| Ann, en iyi arkadaşım! Gitmeyi düşünüyor, durduk yerde! | Open Subtitles | إنّها صديقتي المفضلة إنّها تفكر بالرحيل هكذا |
| Yani en iyi arkadaşım ve ailesi ile şehirdeki panayıra gitmek için izin almam gerekiyordu. | Open Subtitles | أعني كان عليّ ان استأذن لاذهب الى احتفال في المدينة مع صديقتي المفضلة ووالديها |
| Bu koltuk bu adamı bulana kadar en yakın arkadaşım olacak. | Open Subtitles | هذه الأريكة ستكون صديقتي المفضلة |
| en iyi arkadaşım. Yeni en iyi arkadaşımla tanış. | Open Subtitles | صديقتي المفضلة ، قابلي صديقي المفضل الجديد |
| Bir çok açıdan en iyi arkadaşımdı. İstesem de, hiçbir şey olmadı. | Open Subtitles | صديقتي المفضلة من عدة نواحي, لكن لم تحصل الأمور كما أردتها أن تكون |
| Madem evliliğimi bitirmeyi düşündüm ilk söyleyeceğim kişi en yakın dostum olmaz mıydı? | Open Subtitles | ،إن كنت سأتخلى عن زيجتي ألا تعتقد أنني كنت لأسميها صديقتي المفضلة أولاً؟ |
| Alicia Baker iki kez En iyi arkadaşımı öldürmeye kalkıştı. | Open Subtitles | حاولت أليشا بايكر قتل صديقتي المفضلة مرتين |
| Mala, sen benim en iyi arkadaşımsın ve sana güvenmeliydim. | Open Subtitles | مالا أنت صديقتي المفضلة وكان يجب علي أن أثق فيك |
| O benim en iyi dostum! | Open Subtitles | إنها صديقتي المفضلة. |
| Ve En iyi arkadaşımın beni yargılamadığını bilmeye ihtiyacım var. | Open Subtitles | وانا اريد فقط ان اعلم ان صديقتي المفضلة لا تلومني |
| Mükemmelliğin figürü olmak için o kadar çalıştım ki şimdi en yakın arkadaşıma tecavüz eden adamla çıkmış olan aptalmışım sadece, kendimi hiç bilmiyormuşum. | Open Subtitles | أنا أعمل بكد لأصبح منارة من الكمال وأنا الان فقط الغبية التي واعدت هذا الرجل الذي أغتصب صديقتي المفضلة , ولم اعلم حتى |