| Sonunda, kız arkadaşım baş düşmanım baş düşmanım, en iyi arkadaşım ...ve en iyi arkadaşım, kız arkadaşım oldu. | Open Subtitles | لذا في النهاية, عشيقتي أصبحت عدوّتي اللدودة عدوّي اللدود أصبح صديقي المفضّل وصديقتي المفضّلة أصبحت عشيقتي |
| Ancak beni o kadar düşünen, en iyi arkadaşım saat 8:00'de perde açılışına gelemiyor. | Open Subtitles | ،ولكن صديقي المفضّل ...الذي يهتم لأمري كثيراً لم يستطع الوصول في الثامنة قبل رفع الستار |
| en iyi arkadaşım benden tek bir şey rica etti. | Open Subtitles | لقد طلب مني صديقي المفضّل طلباً بسيطاً... |
| Her şeyi anlatabildiğim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | صديقي المفضّل الذي كنت أبوح له بكل شيء |
| Şuanda o merdiven taşlarından birine oturan, benim en iyi arkadaşım ve gelecekteki iş ortağım, Marlon. | Open Subtitles | الآن الذي يجلس على هذا الرصيف صديقي المفضّل ( وشريك عملي المستقبلي، ( مارلون |
| Ama muhtemelen Roy gibi insanlara verecekleri isim olacak. Ama Roy bir masa tavşanı değil, o benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | هكذا سينعتون أشخاصاُ (مثل (روي لكنه ليس أرنب مكتب إنه صديقي المفضّل |
| Orda dur bakalım. Moss, benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | لا، توقّفي، (موس) صديقي المفضّل .. ولن أقبل |
| Benim ailem, benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | عائلتي، صديقي المفضّل |
| Ama Walden en iyi arkadaşım, ve onu incitmene müsaade etmeyeceğim. | Open Subtitles | ولكنّ (والدن) صديقي المفضّل ولن أسمح لكِ بإيذاءه. |
| Her şeyi sana borçluyum en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | الفضلُ لك، يا صديقي المفضّل. |
| - O benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | -إنه صديقي المفضّل |
| Pete benim en iyi arkadaşım. | Open Subtitles | لكن ( بيت ) صديقي المفضّل |