"صرت" - Translation from Arabic to Turkish

• oldun
• başladım
• başladın
• olduğun
• olmuştum
• olmuşsun
• dönüştüm
• oldum

Önce oğlandın, sonra kız oldun, şimdi de psişikliğe soyundun.
أولاً كنت ولداً ثم صرت فتاة، والآن تتمتعين بقوى خارقة

Şimdi sen de onlar gibi oldun. Herkesi ihbar ediyordun, öyle değil mi?
والآن صرت مثلهم، وقمت بالوشاية بالجميع،صحيح؟

"Yaşım büyüdüğünde, UFO' larla ilgilenmeye başladım, yaratık nesneleri topladım."
وعندما كبرت صرت مهتماً بالصحون الطائرة وصرت أجمع التحف الفضائية

çok konuşmaya başladın yine ben artık aynı kişi değilim beni beni kullanmana izin vermiycem
لقد صرت تتكلمين كثيراً لم أعد ذلك الشخص الذي يمكنه تحمل أعمالك الوحشية

Köylü boku olduğun için ona çalıştığını söyledi.
يقول أنك تعمل لحسابه لأنك صرت خرقة بالية

Amedabad gezisinden sonra tamamen farklı kişilerle ve tüm bu şeylere aşina olmuştum.
بعد رحلة أميدأباد هذه صرت كشخص مختلف تماما أتأقلم مع الأشخاص وغيرهم

Duyduğuma göre yine amca olmuşsun.
اسمع، سمعت أنك صرت عماً مرة أخرى

Çok yol kat ettin. Komiser oldun.
إنّك قطعت شوطًا طويلًا إلى أن صرت نقيبًا.

..kendine gelemedin, değil mi? Zengin ve önemli birisi oldun. ama hiçbir zaman gölgemden dışarı çıkamadın.
صرت رجلًا ذو ثروة ومكانة، لكن ما أمكنك التحرر من ظلّي.

Benim başım sıkışınca mı birden endişelenir oldun?
وفجأة صرت واقعاً في مأزق، والآن كلكم قلقون؟

Katil ve kaçak oldun, şimdi de bir korkak gibi revire saklanmışsın.
صرت قاتلًا، وفارًّا، والآن جبانًا، ينشُدُ ملاذًا وقتيًا في الأنظمة الطبيّة.

Şimdi de ayak işlerine mi bakıyorsun? Kapı bekçisi mi oldun?
ماذا، صرت فتى المأموريات الآن، تحرس فقط الباب؟

Reşit oldun.
صرت في سنٍ قانونية الآن؛ انتبه

Fotoğrafçı oldum. Her şeyi bırakıp fotoğrafçı oldum. Benim için önemli olan fotoğrafçılığı yapmaya başladım.
أصبحت مصوراً فوتوغرافياً تخليت عن كل شيء و صرت مصوّراً وبدأت بالفعل القيام بالتصوير و كان شيئاً مهماً بالنسبة لي.

Yaşım büyüdükçe diğerlerinin benim geçmişime ve ırkıma bakış açılarının farkına varmaya başladım.
حين كبرت، صرت أهتم بالآخرين ورأيهم فيما يخص عرقي وخلفيتي الثقافية.

değişik konuşmaya,değişik giyinmeye başladın...
صرت تتحدثين بطريقه غريبه و تلبسين ثياباً غريبه

Farklı konuşmaya, farklı giyinmeye başladın.
صرت تتحدثين بطريقه غريبه و تلبسين ثياباً غريبه

Sen artık ünlü olduğun için adam gibi bir şeyler almak zorundaydım.
عليّ أن أشترى ثوباً جديداً، الآن وقد صرت رجلاً مشهوراً.

Dönüştüğün bu adamla ne kadar gurur duyduğumu bana rağmen böyle bir adam olduğun için duyduğum gururu yok edemezsin.
أو مقدار افتخاري بالشخص الذي صرت عليه حتى لو كان بالرغم مني

Sıradan çocuklarla dolu bir okulda birdenbire önemli biri olmuştum. Her yere girebiliyor, her şeyi yapabiliyordum.
فجأة صرت شخصاً مهما في مدرسة مليئة بالنكرات، فيمكنني الذهاب لأي مكان، وعمل أيّ شيء

O zamana kadar profesyonel olmuştum. Birlikte çaldık.
ووقتها كنت قد صرت محترفاً، وعزفنا سوياً.

Piyanist olmuşsun.
أرى أنك صرت عازف بيانو

O günün sonunda okulda Pi Patel adı ile hatırlanan bir efsaneye dönüştüm.
بنهاية اليوم، صرت باي باتيل إسطورة المدرسة