| Bebeğin hayatta olduğunu biliyorum. Yeni adamımızın el plantını acile sevk etmesini buradan kim onayladı? | Open Subtitles | أعلم أن الطفل ما زال حيا من هنا صرح لهذا الرجل بالعمل هنا ؟ |
| Başkan Teksas'ta sıkıyönetim ilan etti. | Open Subtitles | صرح الرئيس بتطبيق القانون العسكرى بتكساس |
| Ölü Martin ile Jenny mi dedi "Çocuğumuzu müşahede altından alın." diye? Saçmalık! | Open Subtitles | من قتل مارتين وجيني ومن صرح بنقل الطفل , انها حقيقة |
| Hitler, bin sene sürecek bir imparatorluk sözü verdi ebedi komünizme gelince... | Open Subtitles | صرح هتلر أنها ستكون ألف سنة على الأقل والشيوعيين يقولون إلى الأبد |
| Çocuk doktoru da sağlıklı olduğunu belirtti. | Open Subtitles | صرح طبيب الأطفال بأنه لا توجد علامة على أي توتر عصبي أيضاً |
| Eninde sonunda Çin Konsolosluğu'na saldırı yetkisi verdiğini öğrenecek. | Open Subtitles | في النهاية، سيعرف أنك من صرح بالهجوم على القنصلية الصينية |
| Benim saltanatımın Abidesi olarak duracak çok etkileyici bir şey yaz. | Open Subtitles | -إكتب شيئا مؤثر الذي سيكون بمثابة صرح في ممكلتي |
| Adı Gabriele Sandri, Arezzo Polis Şefi, tarafından bu öğleden sonra yaptığı açıklamada olayın trajik bir hata olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وفاة قابرييل ساندرى تمثل خطا مأساويا كما صرح, بعد الظهيره رئيس شرطة أريزو |
| Mısır'daki tüm anıtlardan silinsin. | Open Subtitles | يُمحى من كل صرح فى مصر |
| Preminger'ın beyanına göre... | Open Subtitles | (بريمنغر) صرح بـ... |
| - Ayrıca saldırıyı sorumlu komutan onayladı. | Open Subtitles | و القائد العام هو من صرح بالضربة الصاروخية. |
| - Doktor onayladı, oynayabilir dedi. | Open Subtitles | - صرح له الطبيب، فهو مجرد التواء |
| - Veya saldırıyı kim onayladı? | Open Subtitles | -أو من صرح بالضربة الصاروخية؟ |
| Bu meselenin iç mesele olduğunu ilan etti. | Open Subtitles | لقد صرح بأن نزاعه هو من شئونه الداخلية |
| İllinois Valisi Frank Tancredi, saat 3 gibi acil durum ilan ettikten sonra, | Open Subtitles | استجاب الحرس الوطني بعد أن صرح المحافظ (فرانك تيكريدي) |
| Malenkov: "Halkımıza ve tüm insanlığa nükleer savaşın herkesin hayatına bir tehdit olduğu uyarısını yapmalıyız." dedi. | Open Subtitles | فالنتين لارينوف مخطط عسكري سوفياتي صرح مالينكوف: علينا أن نحذر شعبنا والبشرية جمعاء |
| Bir HYB mahkumu dedi ki, "Burada psikolojik işkence dışında işkence görmüyoruz." | TED | صرح واحد من سجناء وحدة إدارة الاتصالات "لا يتم تعذيب هنا، سوى نفسيا." |
| Asiler bu lanet olası köprünün tüm bölgenin kilit noktası olduğuna karar verdi. | Open Subtitles | صرح ريب اللعين أن هذا الجسر هو مفتاح المنطقة بالكامل |
| Barbara Dahl'ın bu operasyonda görevlendirilmesine kim izin verdi ? Hiçkimse. | Open Subtitles | من صرح إلى العميلة باربرا داهل بالذهاب إلى تلك العملية على أيه حال؟ |
| Kuzey Bölgesi Komutanı, yeni Hizbullah saldırılarına karşı hazırlıklı olmamız gerektiğini belirtti. | Open Subtitles | ولكن قائد المنطقة الشمالية صرح أننا يجب أن نكون مستعدون في حالة أن يجدد حزب الله هجماته |
| Marakeş hükümetinden yetkili biri yaptığı açıklamada ölümlerin münferit ve talihsiz bir hadise olduğunu belirtti. | Open Subtitles | لكن المتحدث باسم الحكومة صرح بأن الحادثتان كانت جريمتا عزل سيئة الحظ |
| Yıldız geçidini sonsuza kadar açık tutmaları ve güç alanı yeteneklerine göre Başkan görevi tamamlamak için herşeyi kullanma yetkisi verdi. | Open Subtitles | نظراً لقدرتهم على فتح بوابة النجوم بلا توقف.. وقدرات مجال القوة لديهم.. صرح لنا الرئيس باستخدام كل الوسائل لإنهاء المهمة |
| Hastalar buraya Ardris Abidesi'nin onları iyileştirebilecek gücü olduğuna inandıkları için geliyor. | Open Subtitles | المسقومين آتوا إلى هنا ، لأنهم صدّقوا أن "صرح آردريس" متوفرة بهِ القدرة لعلاجهم. |
| Mısır'daki tüm anıtlardan silinsin. | Open Subtitles | يُمحى من كل صرح فى مصر |
| Preminger'ın beyanına göre... | Open Subtitles | (بريمنغر) صرح بـ... |