| En sevdiğim kenara atılmış ajanı izleyebilmek için, geçen sene bu kadar para harcadım. | Open Subtitles | هذا ما صرفته العام الماضي، لكي أبقى على إطلاع أخبار جاسوسي المفضل |
| - Tamam, tamam, dinle. Sanırım hepsini harcadım. | Open Subtitles | حسناً، استمع لي ، أنا نوعا ما قد صرفته كله |
| Ve hepsi gitti. Parayı kılık değiştirmek için harcadım. | Open Subtitles | و كله قد اختفى ، صرفته على التخفي |
| Az önce bozdurdum. Bununla ne kadar alabiliyorsam ver. Buyur. | Open Subtitles | -طبعاً ، لقد صرفته للتو ، أعطني بقدر ما يشتريه هذا |
| Belki... Yalnızca şirket dışında harcarsan parayı alıkoyar. | Open Subtitles | ربما, هذا مجرد إختلاس لو صرفته خارج الشركة |
| Neredeyse farkında olmadan harcayacaktım. | Open Subtitles | صرفته تقريباً بدون إدراك |
| Veremem. harcadım. | Open Subtitles | لا أستطيع لقد صرفته |
| Yok ki, harcadım. | Open Subtitles | ليس معي مال، لقد صرفته |
| Yemeğe harcadım. | Open Subtitles | صرفته على الطعام |
| Geri kalanını harcadım. | Open Subtitles | البقية صرفته على الشقة |
| harcadım bitti. | Open Subtitles | لقد نفذ صرفته |
| Hepsini harcadım. | Open Subtitles | لقد صرفته كله |
| harcadım. | Open Subtitles | صرفته |
| bozdurdum, tamam mı? | Open Subtitles | لقد صرفته , اتفقنا؟ |
| Evet, bozdurdum. | Open Subtitles | أجل وقد صرفته |
| Eğer parayı şirket içinde harcarsan, savcılığa herhangi bir koz vermemiş olursun. | Open Subtitles | بلوث) لو صرفته داخل الشركة هذا لن يعطي الأدعاء شيئاً |
| Neredeyse farkında olmadan harcayacaktım. | Open Subtitles | صرفته تقريباً بدون إدراك |