| Önemsiz görünebilir, bu dikkat dağıtma işi bana bir anlığına zevk verdi. | Open Subtitles | من البديهي كما يبدو، صرف الإنتباه هذا أعطني بضعة لحظات من السرور |
| İyi yönde dikkat dağıtma acıdan arındırır. Duygusal acıdan arınmak | Open Subtitles | صرف الإنتباه الجيد يحررنا من الشعور بالألم |
| Kötü yönde dikkat dağıtma kötü tat bırakır. | Open Subtitles | صرف الإنتباه السيء يعطيك فم ممتلئ بالأزيز |
| Bu kadar dikkat dağıtıcı şey varken işleri nasıl bir arada tutuyorsun? | Open Subtitles | لا أعلم كيف تتستطيع العمل هنا مع كل حالات صرف الإنتباه هذه. |
| Evet, ama hep biraz dikkat dağıtıcı şeyler istemişsindir, değil mi? | Open Subtitles | أجل، لكن بصيص من حالات صرف الإنتباه كان كُل ما أردتيه، صحيح؟ |
| Aşırı gergin hâlini azalttı ya da dikkati başka yöne çekti belki de. | Open Subtitles | ربما هذا يقوم بتخفيف أو صرف الإنتباه عن حماسك المفرط |
| Öğrencilerim, şimdi size Dramanın "D"sini öğreteceğim. dikkat dağıtma. | Open Subtitles | يا طلاب, الآن سوف أعلمكم ال "دي" من دراما صرف الإنتباه |
| Şimdi, ilk ders dikkat dağıtma. | Open Subtitles | الآن الدرس الأول, صرف الإنتباه |
| İsyan, dikkat dağıtma. | Open Subtitles | الإضطرابات، صرف الإنتباه. |
| Belki de senin salak kıçını eritiyor ya da dikkati başka yöne çekiyordur. | Open Subtitles | ربما ذلك يقوم بتخفيف أو صرف الإنتباه عن مؤخرتك الغبيه |