| Ama size dürüst olacağım; eğer bir zaman makinem olsaydı, tarihin bu noktasında dolaşmak istemezdim. | TED | ولكنني سأكون صريحه معكم: إن كانت لدي آلة زمن، فلن أبقى في هذه المرحلة من التاريخ. |
| Benle ilgili kötü şeylerle başa çıkmamı istediğinizi biliyorum, ama dürüst olacağım. | Open Subtitles | أنا أعلم أنك تريدنى أن أقول أن هناك شىء خطأ بى ولكنى سأكون صريحه معك لقد جئت الى هنا |
| dürüst olmak gerekirse, kızlar, geçen günün şokunu hâlâ yaşıyorum. | Open Subtitles | كى اكون صريحه معكم لا زلت فى صدمه من هذا اليوم |
| Çok dürüstsün. Sanırım senin bu yanını seviyorum. Berbat. | Open Subtitles | انتى صريحه جدا ده الى عجبى فيكى |
| Soruya dürüstçe yanıt verdiğin için. | Open Subtitles | لأعطائك اجابة صريحه لسؤال كهذا |
| Aslında, dürüst olmak gerekirse, ben bunu tüm yıl bekledim. Yani,iki bekar kız... | Open Subtitles | في الواقع , لأكون صريحه تماماً اتطلع لذلك |
| Ona karşı dürüst olmazsan senin hatalarından nasıl ders alabileceğini bilmek istiyor. | Open Subtitles | كيف سيتعلّم من أخطائك السابقه إذا لم تكونى صريحه معه |
| Sana karşı dürüst olabilir miyim? İlk tavsiyem; şu yüzükten kurtulmalısın. | Open Subtitles | هل يمكنني ان اكون صريحه ،، نصيحة صغيرة ، عليك التخلص من الخاتم |
| Carrie, seninle konuşmak istiyorum. dürüst olmalısın. | Open Subtitles | كارى اريد محادثتك, و اريد ان تكونى صريحه |
| Açıkçası, bunu bu odanın dışında söylemezdim ama dürüst olmamı istediniz. | Open Subtitles | بالطبع , لن اقول هذا الكلام خارج هذه الغرفه لكن , حسنا انتم تريدون منى ان اكون صريحه |
| Şu an nasıl hissettiğini anlat bana..., ama dürüst ol. | Open Subtitles | قولي لي ماذا تشعرين الآن ولكن كوني صريحه |
| Ama dürüst olmak gerekirse sana eşek şakası yapmak için ona verdim çünkü senin için yerin dibine gireceğin bir şey olur diye düşündüm. | Open Subtitles | لكن , لأكون صريحه , انا نوعاً ما اعطيته له كنوع من المقلب لاني ظننت انه سيكون شيء محرج للغايه بالنسبه لك |
| Hayır, ben gördüğü şeyi rapor edecek olan dürüst bir haberciyim. | Open Subtitles | لا، أنا صحفية صريحه والتي ستقدم تقريراً لما شهدته |
| dürüst olacağım, Son üç randevuyu kaçırdım, ve bu pek de iyi olmadı. | Open Subtitles | سأكون صريحه , لقد فوت اّخر ثلاث مواعيد وهذا ليس جيد |
| dürüst olmam gerekirse çok daha iyi özürler duydum. | Open Subtitles | لأكون صريحه ، سمعت إعتذاراً أفضل من هذا |
| Lütfen, bize dürüst olun. | Open Subtitles | رجاءً نريدك ان تكوني صريحه معنا فقط |
| Tamam, dürüst olacağım, bütün neden Ben'in hasta olması değil. | Open Subtitles | حسناً , لاكون صريحه مرض (بن) ليس هو السبب كله |
| Annem öldükten sonra sana karşı yeterince dürüst olmadım. | Open Subtitles | انا لم أكن صريحه معك بعد ان ماتت امى |
| Çok dürüstsün, Clarice. | Open Subtitles | انك صريحه جدا كلاريس |
| Çok dürüstsün. | Open Subtitles | أنتِ صريحه جداً |
| Soruya dürüstçe yanıt verdiğin için. | Open Subtitles | لأعطائك اجابة صريحه لسؤال كهذا |