| Yükseklik korkum var da ne demek? Buraya neden çıktın? | Open Subtitles | بما أنك لديك رهاب الأماكن المرتفعة لماذ صعدت إلى هنا؟ |
| Gitmek için etrafın güvenli olup olmadığına bakmak için çıktı. | Open Subtitles | صعدت إلي السطح لرؤية إذا كان الوضع آمنا لكي يغادرة |
| O yüzden yukarı çıkıp kimse eve gelmeden camı değiştirdim. | Open Subtitles | لذلك صعدت لاستبدال النافذة قبل أن يعود أي شخص للمنزل |
| Bir asansöre bindim, 26. kata bastım, bir adam asansöre bindi ve 27. kata bastı... | Open Subtitles | صعدت في المصعد وضغطت 26 ثم دخل رجل وضغط 27 |
| Gece 01:00'de bittiğinde, buraya ortalığı toplamağa geldim. | Open Subtitles | حين انتهينا الساعة الواحدة صعدت للأعلى لتفقد الأوضاع |
| bindin çünkü onları hemen atlatmalıydın. | Open Subtitles | صعدت السيارة لأنك تحتاج لمهرب سريع |
| Çatıya çıkmış ve doğu çıkıntısından aşağı baktığında bir ceset görmüş. | Open Subtitles | لذا صعدت للسطح وعندما نظرت من الحافة الشرقية، رأيت الجسد بالأسفل. |
| Neredeyse kendime rağmen o uçağa bindim. New York'a uçtum, yazarların olduğu yere. | TED | وكان على الرغم من نفسي وإلى حد كبير، أن صعدت تلك الطائرة وحلقت إلى مدينة نيويورك، حيث المؤلفون. |
| Sonrasında hava almaya çatıya çıktın ve senden bir daha haber alamadım. | Open Subtitles | ثم صعدت إلى السطح للحصول على بعض الهواء، ولم اسمع منك بعدها |
| Yargıç tam da seni sorgulayacakken görünüşe göre ceketini almak için buraya yukarıya çıktın. | Open Subtitles | حينما كان القاضى على وشك استجوابك صعدت إلى هنا على افتراض أنك ستحضرين معطفك |
| Neden yukarı ayakkabılarla çıktın? | Open Subtitles | لماذا صعدت بحذائك؟ ألا تراني أنزعــه قبل الصعـود |
| Jackie bir şeyler ararmışcasına bagajın üstüne çıktı ve araba yürüdü gitti. | Open Subtitles | جاكي صعدت على الصندوق كما لو كانت تبحث عن الشيء والسيارات إبتعدت. |
| Helikopter 6400m. yüksekliğe çıktı ve bu helikopter kurtarma tarihindeki en yüksek noktadır. | TED | فقد صعدت الهيليكوبتر إلى إرتفاع 210000 قدم وحملتهم في أعلى عملية إنقاذ في التاريخ بواسطة الهيليكوبتر |
| İki ay önce buraya taşınırken merdivenleri yüz kere inip çıktı. | Open Subtitles | عندما انتقلت الى هنا قبل شهرين لقد صعدت على الدرج مئات المرات |
| Ya o kadar yükseğe çıkıp korkuya yenik düşersem? | TED | ماذا لو صعدت إلى هناك وكان مخيفًا جدًا؟ |
| Azılı bir boksör gibi ringe çıkıp adamı dövmedikçe öldüremez. | Open Subtitles | إلا إذا كانت قد صعدت إلى الحلقه و تحولت إلى إنسان وغد |
| Üst kata gelmiş, 5 dakika beklemiş ve ona neler olduğunu anlatmış. | Open Subtitles | صعدت الى الأعلى،انتظرت خمس دقائق ثم أخبرته بما حدث |
| Ben erkek arkadaşımla barışmak için buraya geldim, anlamıyoruım. | Open Subtitles | لقد صعدت على القارب لآجد صديقى لا أستطيع فهم هذا |
| Bugün haber vermeden uçağa mı bindin? | Open Subtitles | ؟ إخباري بدون الطائرة على صعدت معي؟ |
| Dün San Diego'da arabasına binmiş. | Open Subtitles | صعدت الى سيارتها البارحة هذا كان في سان دييقو |
| Özel bir neden olmadığı hâlde neden yukarı çıktınız? | Open Subtitles | ورغم هذا, صعدت للدور العلوى بدون وجود سبب خاص ؟ |
| O merasim platformuna çıktığına inanamıyorum! | Open Subtitles | انت فقدت عقلك أنا لا اصدق انك فعلتها لا اصدق انك صعدت على منصة العرض |
| Sonra, uçmuştum adeta üst kattaki salona çıktım, beşinci kattakine ve masaj ile yüz bakımı yaptırdım ve faturayı ödemeden sıvıştım. | Open Subtitles | ومن ثم كنت منتشية للغاية لدرجة أني صعدت إلى صالة التجميل بالطابق الخامس وحصلت على تدليك لجسمي ووجهي وتهرّبت من الدفع. |
| Bende kapsüle geri tırmandım ve çaresizce doğru kararı verdiğimi düşündüm. | TED | لذلك صعدت مرة أخرى للكبسولة و حاولت بإستماتة أن أتأكد أنني أتخذ القرار الصحيح. |
| Orayı ilk gördüğümde, sahiden de o eski viyadüke çıktığımda, bir insana âşık olmuş gibi oraya âşık oldum, gerçekten. | TED | وعندما رأيت ذلك للمرة الأولى، بصراحة، عندما صعدت على ذلك الجسر القديم، وقعت في الحب كأنك تقع في حب أحد ما، بصدق. |