| Böylece, sen yoldayken küçük kızın her zaman seninle olacak. | Open Subtitles | لذا، طالما انت على الطريق صغيرتك ستكون دوماً معك |
| Senin şu kıymetli, küçük Becca'n 4. sınıfın tamamında yanımda oturdu. | Open Subtitles | صغيرتك الثمينة بيكا كانت تجلس بجانبي في الصف الرابع |
| küçük okul kızı aşkını mahveden ben değilim. | Open Subtitles | انا لست من فشل في فهم مشكلة صغيرتك المدرسية |
| Düğünden birkaç hafta sonra küçük kızını korumak için kocaman bir orduya sahip olacaksın. | Open Subtitles | خلال بضعة أسابيع من بعد الزفاف فسيكون لديك جيشًا جهنميًّا لحماية صغيرتك. |
| küçük kızın için yapabileceklerinden neredeyse etkilendim ancak olmuşla ölmüşe çare yoktur. | Open Subtitles | إنّي شبه منبهرة بالجهود لتي بذلتها لأجل صغيرتك إلّا أن هذا غير كافٍ لدفن الماضي. |
| Özellikle de, aslında küçük tatlı Xena'yı cehenneme göndermek istemediğini bildiğim için. | Open Subtitles | خاصة أنني أعرف أنك حقًا لا تريد إرسال صغيرتك (زينا) إلى جهنم! |
| küçük kızını istiyorsan aptalca bir şey yapma. | Open Subtitles | -تريد صغيرتك فحسب, أعلم ذلك إذا لا تقم بأي عملٍ غبي |
| Senin küçük, zavallı s.... - Skippy. | Open Subtitles | صغيرتك الغالية.. |
| Bu yüzden küçük Dorritiniz şimdi bir hayli mutlu | Open Subtitles | "لذا صغيرتك "دوريت" أصبحت أسعد من قبل |
| Zaten seni cezbeden de... senin küçük şarkıcının sana komik bir kaza sonucu... çarpması değil miydi? | Open Subtitles | - هل تظن حقاً بأنها إعاقة؟ - بالطبع! هل صغيرتك المغنية لاتغريك... |
| O senin küçük kızın. 46 yaşında erkek, göğüs sıkışmasından şikayetçi. | Open Subtitles | إنها صغيرتك. ذكر في الـ46، |
| küçük Mary'ne koş hadi evlat. | Open Subtitles | إذهب إلى صغيرتك (ماري) ياولدي. |
| küçük Wan burada. | Open Subtitles | صغيرتك وان هنا |
| küçük Wan burada... | Open Subtitles | صغيرتك وان هنا |
| küçük Wan burada, yanıbaşında. | Open Subtitles | صغيرتك وان هنا |