| Peki, en azından seni bu soğuk akşamda yürümekten kurtardık. | Open Subtitles | حسنا، بعض الراحة للتفكير، نحن وفرنا عليك مشوار في ليلة صقيع |
| Evet. Çok soğuk. Bana sorarsanız buranın soğu dayanılacak gibi değil. | Open Subtitles | نعم, باردات جداً, بشكل لا يطاق صقيع, إذا سألتني |
| -Central Park'ın ortasında karbon monoksit zehirlenmesinden ölen ve her nedense 32 derece sıcaklıkta yüzünde soğuk ısırığı bulunan bir maratoncu. | Open Subtitles | هذا واحد جيد عداء لديه عضة صقيع بشكل ما على وجهه في حرارة 90 درجة |
| Aman Tanrım, Frost'a benzemeye başladım. | Open Subtitles | اوه يا إلهي اشعر بأني اتحول إلى صقيع |
| Marlon Frost, eyalet dışından. | Open Subtitles | صقيع مارلون، خارج الحالةِ. |
| Tek bir ayaz bile bu narin kauçuk ağaçlarını yok edecektir. | Open Subtitles | فقط صقيع حاد واحد سيقتل اشجار المطاط الحساسة |
| Burnunda ve kulaklarında donma belirtisi var. | Open Subtitles | حسناً لديه نوبة صقيع حادة في أنفه وأذنيه |
| - Hayır, sorun değil. Soğuktan ölecek değilim. | Open Subtitles | حسناً, هذا يكفي لن أموت نتيجة موجة صقيع |
| Bilirsin, soğuk ve sisli olacak. Tüm gün bir otel odasında kalacağım. | Open Subtitles | أتعلمين، سوف يكون هناك صقيع و ضباب و سأكون فى غرفة الفندق كل يوم |
| 6 ay erimeyen buzullar ve -40 derecenin altına inen soğuk. | Open Subtitles | صقيع لستة أشهر عندما تقارب الحرارة من الوصول الى 40 درجة تحت الصفر |
| soğuk çarpması yaşamak istemiyorsan birkaç dakikadan fazla dışarıda kalmamaya dikkat et. | Open Subtitles | ما لمْ ترد الإصابة بلسعة صقيع خطيرة، فلا تتواجد في الخارج لأكثر من بضع دقائق في كلّ مرة. |
| Aşırı soğuk rüzgar etkisi, ülkemizin başkentinin, daha çok soğuk Kuzey Kutbu gibi hissettirmesine neden oluyor. | Open Subtitles | موجة صقيع و رياح عاتية تجعل عاصمة أمتنا تشبه القطب الشمالي المتجمد |
| Bir şey bana, bu davanın çok garip bir dava olacağını söylüyor. Burası çok soğuk. | Open Subtitles | يخبرني حدسي أن هذه القضية ستكون قضية غريبة المكان صقيع هنا |
| Aslında, bunların hepsi donmalar ve zorlu yürüyüşler hakkındadır ve nefes zorluğu -- soğuk, zor şartlar. | TED | في الحقيقة ، هي كلّها آثار صقيع و صعوبة في المشي و صعوبة في التنفس .. برد ، و تحدّي للظروف . |
| Önceleri soğuk ısırığı sanmıştım ama soğuğa çıkmadım bile. | Open Subtitles | في البداية ظننت انها صدمة صقيع |
| Görünüşünün soğuk ısırığıyla uzaktan yakından alakası yok. | Open Subtitles | انها لا تبدو اطلاقا كصدمة صقيع |
| Deathstorm ve Killer Frost'u bulduk. ...ikizimi bulduk, Reverb efsane kötü bir adam, efsane kötü güçleri var. | Open Subtitles | تقفينا (عاصفة الموت) و(القاتلة صقيع) قابلت قريني (دويّ) شرير خارق بقوى خارقة |
| Deathstorm'u da bir koşucuya zarar verdiği için öldürdü. Ama sonra Killer Frost'u hayatta bıraktı. Sonra da Barry'i alıp gitti. | Open Subtitles | وقتل (عاصفة الموت) لأنه أذى مسرع لكنه ترك (القاتلة صقيع) حية ورحل بـ(باري) |
| Deathstorm ve Killer Frost'u bulduk. ...ikizimi bulduk, Reverb efsane kötü bir adam, efsane kötü güçleri var. | Open Subtitles | تقفينا (عاصفة الموت) و(القاتلة صقيع) قابلت قريني (دويّ) شرير خارق بقوى خارقة |
| Deathstorm'u da bir koşucuya zarar verdiği için öldürdü. Ama sonra Killer Frost'u hayatta bıraktı. Sonra da Barry'i alıp gitti. | Open Subtitles | وقتل (عاصفة الموت) لأنه أذى مسرع لكنه ترك (القاتلة صقيع) حية ورحل بـ(باري) |
| Ve bu parça ''Frost'' ... | TED | هذا العمل بعنوان "صقيع" |
| Bu gece ayaz olacak. | Open Subtitles | سيكون هناك صقيع الليلة |
| Beyin sarsıntısı ve donma ama birkaç güne düzelirim. | Open Subtitles | ،ارتجاج في المخ وقضمة صقيع ولكن سأكون بحال أفضل خلال أيام ،هذه أنباء سارة سعيد لأنك ستكون بخير |
| Soğuktan kıçım donmuyor. | Open Subtitles | وليس هناك لسعات صقيع. |