| Ne yani jambon ve peynirden önce Yahudi duası yok mu? | Open Subtitles | ماذا ، لا صلاة يهودية قبل لحم خنزيرنا و جبننا ؟ |
| 200 tezgahtar için şükran duası okuyacaksın. | Open Subtitles | حيث تتلين صلاة المائدة الى 200 بائع غسالة |
| Hayır. - Onu yakıp tanrıya bağışlanmamız için Dua edelim. | Open Subtitles | ـ كلا ـ سوف نحرقه و نصليّ معاً صلاة المغفرة |
| Sabah namazı iki, öğle namazı dört, ikindi namazı dört rekattır. | Open Subtitles | صلاة الصبح ركعتان الظهر والعصر أربع ركعات والمغرب ثلاث ركعات |
| Bu gece kılınan namaz, 1000 ayda kılınan namazdan daha değerlidir. | Open Subtitles | أجر الصلاة في تلك الليلة أفضل من أجر صلاة ألف شهر |
| Sözlerimi takip edemezseniz onun kurtuluşu için tesbih duası veya bir başka duayı okuyabilirsiniz. | Open Subtitles | يمكنكم أن تتلون أو تقرأون أي صلاة خاصة للإحتياط إذا لم تستجب لكلماتي |
| Tamam, Hadi bakalım, işimize bakalım. Bayanların ibadet odası sağdan ikinci tamam. | Open Subtitles | غرفة صلاة النساء انها الغرفة الثانية على اليمين. |
| Akşam duası vaktinde, kapıların sürgülü olması doğru mu? Böyle bir şeyi hiç duymadım. | Open Subtitles | وهل يغلق أحد الأبواب خلال صلاة الناقوس، فهذا مما لم أسمع به؟ |
| Bugün özel bir şükran duası etmek istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن اضيف صلاة خاصة من أجل تقديم الشكر |
| Şimdi başlarımızı eğelim ve sessiz bir şekilde şükür duası edelim. | Open Subtitles | الآن لنجمع أيدينا في صلاة صامتة لأجل عيد الفصح |
| Tavuğa ilk elini uzatan sen olduğun için Dua edeceksin. | Open Subtitles | أنت ستتلو صلاة المائدة لأنك أول من اخذ قطعة الدجاج |
| Sadece bizi şeytandan koruması için Dua ediyorum, anladın mı? | Open Subtitles | أنا أتلو صلاة من أجلنا كي تحمينا من الشر، أتفهمين؟ |
| Bu proje üzerinde çalışmak, Sufi dansı gibi, daha iyi bir dünya için Dua etmenin görsel halidir. | TED | كان العمل على هذا المشروع نوعًا من التأمل البصري، مثل رقصة صوفية، صلاة من أجل كوكب أفضل. |
| Cuma namazı vaktiydi ve caminin önünden geçiyorduk. | Open Subtitles | كانت صلاة الجمعة وكنا فى طريقنا إلى المسجد |
| Sayenizde cemaatle güzel bir namaz kılarız Hocam. | Open Subtitles | سنقيم صلاة جماعة شيخنا لوجود سماحتكم معنا |
| En kötü anlarımda annemin öğrettiği bir duayı okurdum. | Open Subtitles | و عندما أشعر بسوء شديد لدي صلاة علمتني إياها أمي |
| Hiç tibetli rahipler yoğun ibadet halindeyken üzerlerinde yapılan nörolojik çalışmaları okudunuz mu? | Open Subtitles | اما أن يكون من تقرأ أي الدراسات العصبية القيام به على رهبان التيبت عندما يكونون منغمسين في صلاة عميقة؟ |
| Süper bir duaydı dostum. Tereyağından kıl çeker gibi hallettin! | Open Subtitles | تلك كانت صلاة رائعة يا رجل، لقد ركزت كأنك خنزير منشق |
| Muhterem Rahibe, tekrar sorduğum için üzgünüm ama... akşam duasına katılmamak için izin isteyebilir miyim? | Open Subtitles | أيّتها الأمّ الموقّرة، آسفه لأنّي أطلبكِ ثانيةً .. لكن هل تأذني لي بالغياب عن صلاة المساء؟ |
| Aradığınız Muhammed adındaki adama gelince de akşam namazına kalırsanız 40 tane kadar bulursunuz. | Open Subtitles | الذي تبحثون عنه إذا بقيتم إلى صلاة العشاء سوف تجدون ربما 40 شخص بهذا الإسم |
| Ruhum sessiz bir duada ağlar, Üzerinden saatler geçer. | Open Subtitles | روحي ستبكي في صلاة صامتة نحو ساعات اجتاحت بعيداً |
| - Hoşça kalın. Ve lütfen Bay Roberts'a benden dualar iletin. | Open Subtitles | وداعا، ويرجى إعطاء بالنسبة لي صلاة للسيد روبرتس. |
| Herkes içinden, bildiği duaları okusun lütfen. | Open Subtitles | ليقول الجميع غير الطائفة صلاة صامتة من أجلهم أرجوكم |
| Daha doğrusu Mateus Vespers. | Open Subtitles | صلاة ماتيوس للمساء , لنكون دقيقين |
| Peder Riley ve Brown sağ salim vardıkları için... özel bir şükran duasında bulunacağız. | Open Subtitles | صلاة خاصة للشكر على وصول الآب، (رايلي) والآب، (براون) بسلام |
| Birbirimizin dualarına cevap vermek zorundayız. | Open Subtitles | و لكن من المفروض أن لا أصلي ، صحيح إنه يبدو علينا أن نجيب على صلاة كل منا |