| Gerçek casus Bilim Merkezi'ndeki... radyo teleskopa giriş izni olanlardan birisi. | Open Subtitles | فالجاسوس الحقيقي هو شخص ما لديه صلاحيّة الوصول إلى التلسكوب اللاسلكي في مركز العلوم |
| Demek istediğim, mutlaka oraya giriş izni vardır. | Open Subtitles | أقصد، سيكون لديه فعلاً صلاحيّة وصول إلى المدرّج |
| Şimdi, buradaki sorun şöyle; ...kuleye erişim izni olan insanlar, genelde kulede çalışanlar oluyor. | Open Subtitles | الآن، الشيء الصعب هنا هو أنّ الوحيدين الذين لديهم صلاحيّة وصول إلى البرج، هم هناك |
| Tüm kanunların yetki alanı dışında kalan bir hapishane yürüten birinin söylemesi. | Open Subtitles | قادم من شخص يدير سجناً خارج نطاق صلاحيّة أيّ قانون |
| - FBI, çocuk kaçırma olayında yetki sahibidir. | Open Subtitles | -المباحث الفيدراليّة لديها صلاحيّة قضائيّة في قضايا إختطاف الأطفال. |
| Kent Dövüş öldürmesi. İşkence Yöntemi. Bilgisayarlara giriş Yetkisi. | Open Subtitles | قتال مدينى، أساليب التّعذيب، صلاحيّة لتخطّى أجهزة الأمان فى الكمبيوترات |
| Sen toparlan. Ben polis çağıracağım. Heralde burası birilerinin Yetkisi altındadır. | Open Subtitles | إحزمي الأغراض، وأنا أتّضل بالشّرطة، هذا المكان حتمًا يقضي تحت صلاحيّة شخصٍ ما |
| FISA izni yarin bitiyor. | Open Subtitles | تنتهي صلاحيّة المذكرة من قانون مراقبة الاستخبارات الخارجيّة غداً |
| Bu da demek oluyor ki İmar Müdürlüğü'ne erişim izni varmış. | Open Subtitles | ممّا يعني أنّه كان لديه صلاحيّة وصول إلى إدارة المباني. |
| Kimlerin bu alana giriş izni var ? | Open Subtitles | من لديه صلاحيّة الوصول إلى هذه المنطقة؟ |
| Sadece kendisi ve Molly'nin o odaya giriş izni olduğunu söylemişti. Eliot, senlik bir görev var. | Open Subtitles | قال أنّه و(مولي) الوحيدين الذين لديهم صلاحيّة وصول لتلك الغرفة |
| Saunders sadece kendisinin girişi izni olduğunu söylemişti. | Open Subtitles | -قال (سوندرز) أنّه الوحيد الذي لديه صلاحيّة الوصول |
| Bertram tam erisim izni verdi. | Open Subtitles | -لقد وافق (بيرترام) على صلاحيّة وُصول كاملة . |
| Fakat şu konuda çok net söylüyorum ki bu dava artık FBI'ın yetki alanına giren bir davadır. | Open Subtitles | ولكن دعني أكن واضحة تماماً... هذا التحقيق هو الآن تحت صلاحيّة المباحث الفدراليّة. |
| yetki polistedir. | Open Subtitles | الشرطة المحليّة لها صلاحيّة قضائيّة. |
| Mahkemenin yetki alanı dışına çıkmış. | Open Subtitles | خارج نطاق صلاحيّة المحكمة |
| Şerif Mullery, açıklık getirmek için söylüyorum böyle davalarda tüm yetki bizde, yani CBI'da olur. | Open Subtitles | أيّها الشريف (موليري) ، نحن على نفس الصفحة في مثل هذه القضايا، نحن مكتب "كاليفورنيا" للتحقيقات ، لدينا صلاحيّة قضائيّة |
| Özel terminal burasıyla bağlantılı değil. Havaalanı pistine giriş iznin olması gerekiyor. | Open Subtitles | المحطات الخاصّة ليست متصلة بالمحطات التجاريّة يجب أن يكون لديك صلاحيّة وصول إلى المدرّج |
| - Kaç kişinin odaya girme Yetkisi var? | Open Subtitles | كمْ شخصاً لديه صلاحيّة وصول الى تلك الغرفة؟ ثمانية عشر شخصاً. |