| Onunla tek bağlantım Birlikte olduğumuz yerlerdi | Open Subtitles | صلتي الوحيدة به كانت الأماكن التي زرناها معاً يوماً |
| Benimle gelecekle tek bağlantım olduğunu bilmelisin. | Open Subtitles | ينبغي أن تعرفي أنك صلتي الوحيدة بالمستقبل. |
| Dünyayla kalan tek bağlantım sensin. | Open Subtitles | أنتِ صلتي الوحيدة المتبقية إلى العالم |
| Onlarla bağım kalmamasına rağmen bu aile beni aralarına aldı. | Open Subtitles | العائلة أخذتني وأبقتني قريبة عندما كانت صلتي بهم قد إختفت. |
| FBI'ın pasaport bağlantımı bulması an meselesi. | Open Subtitles | أنها مسألةُ وقتٍ فقط قبل أن يكتشف مكتب التحقيقات الفيدرالي صلتي بجوازت السفر |
| Bir sonraki sefer o küçük sürtükle konuştuğunda kablolu bağlantımın kesilmemesi için dua etmesini söylersin. | Open Subtitles | عندما تتحدثي إلي تلك المومس الصغيرة في المرة القادمة... . أخبريها إنه من الأفضل لها ان تتصلي لأن صلتي بها مقطوعة. |
| Her neyse, yarın George ile öğlen yemeğine çıkıyorum ve her ne kadar onunla olan bağımı kullanmaktan nefret etsem de... | Open Subtitles | المهم، سأتناول الغداء مع جورج غدًا وبالرغم من أني أكره أن أستخدم صلتي معه |
| Bu sayede, Caroline benden... ...gerçek aşkımla tüm bağlarımı koparmamı istediğinde onun dediğini yaptım. | Open Subtitles | وهذا يفسر , عندما سألتني كارولين ان اقطع كل صلتي بالشخص الوحيد الذي احببته بصدق انا موافق |
| Kızla bağlantım buydu. | Open Subtitles | كان هو صلتي للفتاة |
| Kurumla olan bağlantım. İllaki birisi olacaktı, Fi. | Open Subtitles | هو صلتي بالمؤسسة (كان لابد من شخص ما (في |
| Gizli Servis'teki bağlantım. | Open Subtitles | صلتي بالأمن القومي |
| Gizli Servis'teki bağlantım. | Open Subtitles | صلتي بالأمن القومي |
| Macaristan da bir bağlantım var, Martinez. | Open Subtitles | صلتي بمارتينيز الهنغارية |
| Binbaşı Delane benim Robertson kampındaki bağlantım. | Open Subtitles | الرائد (ديلاين) هو صلتي بمعسكر (روبرتسون). |
| Çok geç. Josh ile olan bağlantım koptu. | Open Subtitles | فات الأوان، صلتي بـ (جوشوا) حُلّت. |
| Ama artık benim efendilik bağım kırıldı ve o düşmanlar daha önce yapamadıkları kadar üzerime gelecekler. | Open Subtitles | أما الآن وقد حُلّت صلتي بسلسلة المتحوّلين عنّي فإن أولئك الأعداء سيجيئون للنيل منّي على نحوٍ لم يسبق له مثيل. |
| Dünyayla kalan son bağım sensin. | Open Subtitles | أنتِ صلتي الوحيدة المتبقية إلى العالم |
| FBI'ın pasaport bağlantımı bulması an meselesi. | Open Subtitles | أنها مسألةُ وقتٍ فقط قبل أن يكتشف مكتب التحقيقات الفيدرالي صلتي بجوازت السفر |
| Pekâlâ, öğrenmemiz gereken tek şey, Evan'ın Vincent'la olan bağlantımın gerçekte ne kadarını bildiği. Başka kime bahsettiğini anlamalıyız. | Open Subtitles | حسناً، علينا فقط أن نكتشف إلى أي حد يعرف (إيفان) صلتي ب (فينسنت، لنري من أيضا أخبره بالأمر |
| Benim gelmemi beklemiyor ve sizinle olan bağımı da bilmiyor. | Open Subtitles | وهو لا يعرف صلتي بأي منكم |
| Ben yıllar önce seninle bütün bağlarımı koparttım. | Open Subtitles | لقد قطعتُ صلتي بك منذ سنوات عديدة. |