| Tabi, bu arada basın sessizliğim, kuraklığım hakkında atıp tuttu. | Open Subtitles | صحيح أن الصحافة تحدثت عن صمتي وتوقفي عن الكتابة كثيراّ |
| Onca zaman, bu sözleri duydum, hiç fark etmemiştim benim sessizliğim olduğunu. Benim ölümüm. | Open Subtitles | طوال الوقت الذي سمعتُ فيه هذه الكلمات لم أدرك أبدا بأنها كانت تعني صمتي |
| Mc Clarty'i aradığında, benim sessizliğim, yalanımdı. | Open Subtitles | تفتش أحواض السفن عن ماكلارتي صمتي كان كذبي |
| sessizliğimi affetmelisin, çünkü sadece senin için mücadele ettim. | Open Subtitles | لذا يجب أن تغفري لي صمتي لقد كافحت فقط لأجلك |
| - Ölü değil - Bones, susar mısın lütfen? | Open Subtitles | ليست ميتة , عظام رجاءاً هل صمتي قليلاً ؟ |
| O gün annemin odasında otururken yaptığın şeyin sorumluluğunu üstüne almalıydın ama bunun yerine sessiz kaldın ve annemin tüm kariyerini bir kenara bırakmasına neden oldun. | Open Subtitles | , عندما كنا في مكتب أمي ذلك اليوم , كان يمكنك ِ أن تتحملي مسؤولية ما فعلتيه لكن بدلا من ذلك صمتي |
| Şimdi siz de sessizliğime, sizi koruyacağıma inanmalısınız. | Open Subtitles | ويجب أن تثق الآن رغم صمتي بأنني قادر على حمايتك وسأفعل ذلك. |
| sessizliğim seni ormanda yardıma muhtaç bir hâlde bırakacak kadar yanlış olacak. | Open Subtitles | صمتي سيكون خاطئاً بمثابة تركي لكِ عاجزة في الأحراش. |
| Ama kesinlikle haklısın, sessizliğim aynı anlama gelir. | Open Subtitles | , لكنك محق تماماً صمتي حقق نفس النتيجة |
| Bu kendimi soyutlayışım, sessizliğim, inançlarım sürekli akli denge bozukluğu diye yazıldı. | Open Subtitles | عُزلتي, صمتي, معتقداتي و كأنها جنون. |
| Hayır. Tek çözüm yolu, sessizliğim ve senin hayatını takas ederek alabileceğim en iyi anlaşmayı almak. | Open Subtitles | لا.حركتي الوحيدة هي تبادل صمتي |
| sessizliğim karşılığında Catherine, Archibald'ların borçlarını ödeyecek ve şehri terk edecekti. | Open Subtitles | اعتقد اني اجبرت (كاثرن) على الموافقه على دفع دين (ارتشبول).. و مغادرة المدينه مقابل صمتي.. |
| sessizliğim kaçınılmaz. | Open Subtitles | إن صمتي أمر لا مناص منه |
| sessizliğimi koruyarak 50.000 dolar karşılığında. Çünkü ölmek üzere olan bir adamım. | Open Subtitles | جنباً إلى جنب مع صمتي مقابل خمسون ألفاً، لأنني رجل يحتضر |
| sessizliğimi müzakere etmek için sana zaman kazandıracak mükemmel olarak hesaplanmış bir kurşun. | Open Subtitles | طلقة واحده محدده ومحسوبة لإضعافي .. في أمل كسب بعض الوقت للتفاوض في مرحلة صمتي |
| Eğer konuşmazsam, bu sessizliğimi istedikleri gibi mi yorumlarlar? | Open Subtitles | وإن لم أشأ ذلك، فهل سيفسرون صمتي بالطريقة التي يريدون؟ |
| Lütfen susar mısın artık? | Open Subtitles | هلا صمتي رجاءً؟ |
| Tanrım, bir susar mısın? | Open Subtitles | يا ربي العزيز ، هلاَّ صمتي ؟ |
| Ülkeyi gezip bu görüntüleri gösterdik. Bu, benim olanlar hakkında konuşmaya ve daha fazla sessiz kalmamaya karar verdiğim, beni eylemci yaşam tarzına yönelten bir yolculuktu. | TED | لقد تنقلنا عبر البلاد ، وعرضنا هذه الصور وهذه كانت بداية رحلتي للعمل كناشط وأن أخرج عن صمتي للأبد وأن أتكلم عن هذه الأشياء |
| Durduğumuzda benim sessiz olmam yeterli olmayabilir. | Open Subtitles | إذا تم إيقافنا، فلن يكون صمتي كافيًا |
| sessizliğime, kendi sessizliğiyle cevap verdi. | Open Subtitles | جاوب صمتي بصمته |
| sessizliğime güvenirdi. | Open Subtitles | كان يثق في صمتي. |
| Hadi, benim sükûnetimle konuşalım. | Open Subtitles | اختاري الحديث من صمتي |