| Ve hepimiz kalbimizin derinliklerinde biliyoruz ki evren, bu dağınık çorba halinden karmaşıklığa doğru gitmez. | TED | و نحن نعلم في صميم قلوينا بأن الكون لا يسير من العشوائية إلى التعقيد. |
| Hiç çıplakken rüzgar sörfü yapmadım ve kalbimin derinliklerinde hissediyorum ki Koca Ayak gerçekten var. | Open Subtitles | ولـم أتزلـج بحياتي متعري وفي صميم قلبي متأكد بأن صاحب الأقدام الكبيرة حقيقي |
| Reaktör çekirdeğini 3 boyutlu düzlemde çizemeyince, reaktörün içinin pekçok katmanının resimlerini yaptım. | Open Subtitles | لا أستطيع تمثيل صميم المفاعل ثلاثي الابعاد لذا صوّرت عدّة طبقات داخل المفاعل |
| Yani Bitcoin zinciri, Bitcoin'in nasıl çalıştığının özü. | TED | إذًا فإن سلسلة كتل البيتكوين من صميم كيفية عمل اللبيتكوين. |
| Elma içleri! | Open Subtitles | صميم تفاحِ! |
| Efendim, göktaşının çekirdeği neredeyse tamamen naqahdah'dan oluşuyor. | Open Subtitles | سيدي صميم الكويكب مركب تقريبا أغلبة من الناكوداة |
| Bizleri ta kalbinin en derinlerinden birer dost gibi gördüğünü söyledi! | Open Subtitles | لقد قال لنا ذلك انه يعتبرنا جميعاً رفاقه من صميم قلبه |
| Sana birşey söylemem gerek, Alan, ve bu benim kalbimin derinliklerinden geliyor. | Open Subtitles | يجب أن أخبرك بشيء يا "آلان"، هذا نابع من صميم قلبي |
| Atomun kalbine doğru izlediğimiz yolun derinliğinde | Open Subtitles | اكتشاف المادّة المُضادة تَبِعَه بحثٌ أعمق فى صميم الذرّة |
| Biz Çekirdeğin içine doğru ineceğiz. | Open Subtitles | تقفز إلى صميم تكويننا الجُسمانى و الكون المادّي نفسه. |
| Kalbimin derinliklerinde bunu yapmadığını biliyordum. | Open Subtitles | كنتُ واثقاً من صميم قلبي بأنّك لم تفعل هذا |
| Sen ve bizim bir farkımız yok. Bunu kalbimin derinliklerinde hissediyorum. | Open Subtitles | انت ونحن متشابهان اشعر بذلك في صميم قلبي |
| Kalbinin derinliklerinde beni gerçekten istiyor. | Open Subtitles | {\1cH444444\3cHFFFFFF}إنه يهتم بي من صميم قلبه |
| Ne oldu? Kalbimin derinliklerinde bunu hak etmediğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم فى صميم قلبى ، أننى لا استحق هذا. |
| Ne oldu? Kalbimin derinliklerinde bunu hak etmediğimi hissediyorum. | Open Subtitles | أعلم فى صميم قلبى ، أننى لا استحق هذا. |
| Bu gezegenin çekirdeğini dondurmanın bir yolunu bulduğumda senin bütün güçlerin yok olacak. | Open Subtitles | عندما اكتشفت كيفية تجميد صميم هذا الكوكب كل قواكم سوف تختفى |
| Görüşüne bakılırsa sinir sistemlerinin çekirdeğini barındırıyorlar. | Open Subtitles | أنما تبدو أنها تُألف صميم الجهاز العصبي كذلك. |
| Demek istediğim, insan ruhunun özü, yeni deneyimlerden oluşur. | Open Subtitles | أنا اعني ان صميم الرجولة يأتي من التجارب العديدة |
| Elma içleri! | Open Subtitles | صميم تفاحِ! |
| Her zaman medeniyetimizin çekirdeği olmuştur. | Open Subtitles | لطالما كان هذا السؤال حاضراً في صميم حضارتنا |
| Kocam Ian adına, herkese kalbimin en derinlerinden şükranlarımı sunuyorum. | Open Subtitles | أشكركم من صميم قلبى بالنيابة عن زوجى (إيان فينش) |
| Ruhumun derinliklerinden gelen bir dürüstlük içinde sizinle konuşuyorum. | Open Subtitles | انا أكون صريحا من صميم قلبي |
| Vatandaşlarınızı ilahi gazabımın tehlikesine karşı korumaya istekli gerçek bir vatansever kalbine sahip olduğunuzu görüyorum. | Open Subtitles | أرى أنك تحب وطنك من صميم قلبك مستعد للمخاطرة بغضبي الإلهي من أجل الحفاظ على أبناء وطنك |
| Çekirdeğin erimesine 1 dakika. | Open Subtitles | دقيقة واحدة إلى صميم الإنصهار |