| - Baba, buraya bir kutu bırakmışsın. - Bir saniye şuna bakayım. | Open Subtitles | ـ أبي يوجد صندوق في الخارج من أجلك ـ دعيني أرى هذا لثانية |
| - Baba, orada bir kutu var! | Open Subtitles | ـ أبي يوجد صندوق في الخارج من أجلك ـ دعيني أرى هذا لثانية |
| Ölümünden kısa süre önce, Tesla, bir teslimatçıya, içinde güçlü bir silahın bulunduğunu söylediği bir kutu göstermişti. | Open Subtitles | قبل وفاته بقليل عرض تيسلا علي فتي التوصيل صندوق في الغرفه وقال ان به سلاح قوي |
| Elinde 20 kasa olmayan bir şaraptan teşekkür babında bir kadehe ne dersin? | Open Subtitles | ماذا عن كوب من شيئاً ما ليس لديك منه عشرين صندوق في قبوك كتعبير عن الشكر؟ |
| Mücevherler kalenin 15nci katındaki kiralık depoda kilitli bir kutuda. | Open Subtitles | الكنز لدي في صندوق في احدى الخزانات في الشارع 15 |
| Çünkü paranın yerini söyleyene kadar seni bodrumdaki bir kutuya kilitleyeceğim. | Open Subtitles | لأني سأحبسك في صندوق في القبو. حتى تخبرني أين هو المال. |
| Oh, ve senin için bir paket getirdim, garajda. | Open Subtitles | و تركتُ لكِ صندوق في المرآب |
| Kamyonun arkasında bir kutu daha var tatlım, onu da alabilir misin Iütfen? | Open Subtitles | هناك صندوق في الشاحنة هلاّ أحضرته ؟ -أجل |
| Neyse, 422. Ar-ge laboratuarında bir kutu var. | Open Subtitles | على اية حال هناك صندوق في ختبر ار |
| Üç gün önce, verandamda bir kutu buldum. | Open Subtitles | قبل 3 أيام، وجدت صندوق في شرفتي. |
| Kilerde bir kutu var. | Open Subtitles | عندي صندوق في المخزن. |
| Depoda bir kutu buldum. | Open Subtitles | وجدت صندوق في المخزن |
| bir kutu var. | Open Subtitles | هناك صندوق في مخزن |
| Çatı katında "Maggie." diye etiketlenmiş bir kutu var. | Open Subtitles | مثل البومات صور ، الصور المدرسية السنوية مثل هذه الانواع من الأشياء؟ هناك صندوق في الأعلي بأسم (ماغي) |
| Bilmem yardımcı olur mu ama Donna'nın odasında bir kutu bulduk Carrie'nin hatıraları. | Open Subtitles | أنا... أنا لا أعرف إذا كان هذا يساعد، لكن وجدنا صندوق في غرفة "دونا"... |
| Ama bizden bir kasa kiralamış. | Open Subtitles | لكنه أوضع صندوق في التأمينات هنا |
| Haftaya yaklaşık 2000 kasa çıkaracağız. | Open Subtitles | ننتج زهاء 200 صندوق في الأسبوع |
| Haftada 100 kasa ile işe başlayabiliriz. | Open Subtitles | سوف نشتري مائة صندوق في الأسبوع كبداية. |
| Şimdi anne babamızı ya da dedelerimizi düşününce, en iyi ihtimalle birkaç fotoğraf evde çekilmiş bir video ya da bir kutuda saklı bir günlük yaratmışlardır. | TED | وبالتالي حين نفكر حول آبائنا أو أجدادنا، في أحسن الأحوال قد يكونوا أنتجوا بعض الصور أو الفيديوهات المنزلية، أو مذكرات تعيش في صندوق في مكان ما. |
| - O fotoğraflar ömür boyu saklanıyor. - Tavanarasındaki bir kutuda. | Open Subtitles | الناس تحتفظ بهذه الصور للأبد - في صندوق في العلية - |
| Hepsini oteldeki bir kutuda saklıyor. | Open Subtitles | إنها تحتفظ بهم في صندوق في الفندق |
| Maçtan sonra, tüm para kilitli bir kutuya konur ve zırhlı bir araca yüklenir. | Open Subtitles | بعد المبارة , يوضع المال كله في صندوق في شاحنة مصفحة |
| Garaja senin için bir paket bıraktım. Eroin? | Open Subtitles | تركتُ لكِ صندوق في المرآب - هيرون ؟ |