| Biz güneye ilerlerken, sen batıya git, evin karşına çıkar. | Open Subtitles | بينما نتقدّم صوب الجنوب أنت تركب إلى الغرب، نحو ديارك |
| Tanıklar bir kadınla çocuğun arabadan çıkıp güneye doğru gittiklerini görmüşler. | Open Subtitles | رأى شاهد إمرأة و فتى مراهق يخرجان من السيّارة و يتجهان صوب الجنوب هل أُصيبا؟ |
| Yeterince güneye gidince ada bir kez daha değişerek çalılıklar ve iğneli ağaçlarla kaplanır. | Open Subtitles | بالتحرك أكثر صوب الجنوب ستتبدل معالم الجزيرة من جديد، إلى مشهدٍ تُسيطر عليه الأشجار المنخفضة والشوكية |
| güneye doğru yolculuğumuzdaki ilk çıplak kara parçası tundra olarak bilinen soğuk ve ağaçsız bir yaban hayatı. | Open Subtitles | أول يابسة جرداء نبلغها في رحلتنا صوب الجنوب هي بريةٌ مكشوفة تخلو من الأشجار تُدعى بالتندرا |
| Fakat birçoğu için güneye dönmeden önce kalan zaman tükeniyor. | Open Subtitles | الوقت ينفذ قبل أن يولوا الأدبار صوب الجنوب |
| Okyanus yakında donacak ve balinalar güneye dönmek zorunda kalacak. | Open Subtitles | سرعان ما سيتجمد المحيط مجدداً حاملاً الحيتان إلى الرحيل صوب الجنوب |
| Bu yolculuk onları okyanus boyunca 1,600 km güneye ve yaklaşan buzdan uzağa götürecek. | Open Subtitles | ستأخذهم رحلتهم 1600 كيلومتر صوب الجنوب إلى المحيط المفتوح وبعيداً عن متناول الجليد القادم |
| Ve sürü, yaklaşan çetin soğuklardan kaçmak için güneye yolculuklarına devam ediyor. | Open Subtitles | ويُواصل القطيع مسيره صوب الجنوب لتفادي أسوأ نوبات البرد المتقدمة |
| güneye doğru yolculuğumuzdaki ilk çıplak kara parçası tundra olarak bilinen soğuk ve ağaçsız bir yaban hayatı. | Open Subtitles | أول يابسة جرداء نبلغها في رحلتنا صوب الجنوب هي بريةٌ مكشوفة تخلو من الأشجار تُدعى بالتندرا |
| İki hafta süren saldırıdan sonra ordularını güneye kaydırmaya başladı. | Open Subtitles | لذلك فأنه بعد مرور اسبوعين بالكاد ... عـلـى بـدء الـعـمليـات الـعسكريـه قام بالبدء فى نقل قواته صوب الجنوب... |
| Bence havuzun ön yüzünü güneye vermeliyiz. | Open Subtitles | أعتقد علينا تدوير المسبح صوب الجنوب |
| Başka bir Donmuş Gezegen ekibi güneye gitti. | Open Subtitles | توجّه فريقٌ آخر يتبع لطاقم "كوكب متجمد" صوب الجنوب |
| Örümcekler ağlarını güneye dönük şekilde örerler. | Open Subtitles | العناكب تنسج شباكها صوب الجنوب. |
| Tüm birimler, şüpheli, 86Z5 plakalı taksi içinde Beşinci Cadde'den güneye doğru gidiyor. | Open Subtitles | إلى كل الوحدات، المشتبه يتجه صوب الجنوب على الشارع الخامس، سيارة الأجرة رقم 86z5 |
| güneye gidiyorlar. | Open Subtitles | لقد ذهبوا صوب الجنوب |
| En son büyük bir süratle güneye giderken görüldü. | Open Subtitles | ثم شوهد يهرع صوب الجنوب |
| - güneye giden Xerxes gemileri Yunan bir kadın komutasında.. | Open Subtitles | الامرأة اليونانيّة تأمر كلّ سفن (زركسيز) بالتوجّه صوب الجنوب. |
| Deniz kuvvetleri ise güneye açılmaktan yanaydı. | Open Subtitles | ...على الجانب الأخر كانت البحريه "تــوشـيـكـازو كـــازى" الـسـكـرتــيــر الــخــاص برئيس الوزراء اليابانى "يوسوكى ماتسووكا " تريد أن تتقدم صوب الجنوب... |
| Japonya ya tutumundan vazgeçip yoklukla pençeleşecek ya da güneye inip, ihtiyacı olan petrol kaynaklarına sahip Hollanda Doğu Hint Adaları'nı zaptedecekti. | Open Subtitles | كان على "اليابان" أن تختار أما ... الخضوع و معاناة فقدان ماء الوجه أو التحرك صوب الجنوب لتستولى على هذه... حقول النفط الموجوده فى إقليم الهند الشرقيه و التـى سقطت مـن عليها الوصايه الهولنديه |
| G-H-5-8 noktası güneye gidiyor. | Open Subtitles | نقطة جى اتش 5-8 صوب الجنوب |