| Ve ilk kitaplarını havada sallıyorlar, ki bence gayet harika bir fotoğraf. | TED | والذين يلوحون بأول كتبهم في الهواء، التي ، كنت أفكر للتو بأنها صورة رائعة. |
| Bu, Douglas Adams; "Last Chance to See" adlı kitabından harika bir fotoğraf. | TED | هذا هو دوجلاس أدمز، صورة رائعة لكتابه، " إبصار الرمق الاخير" |
| harika bir fotoğraf. Gözlerinde sen varsın." | TED | قالت لي: " لا. لا. لا. لا. لا. لا" أنها صورة رائعة. |
| Ne güzel resim ama. | Open Subtitles | يالها من صورة رائعة. |
| - Aslında güzel resim. | Open Subtitles | - أعني, إنها صورة رائعة بحق - |
| - Çok güzel bir resim, biliyorum ama bende bir kopyası var zaten. | Open Subtitles | انها صورة رائعة أعلم , أحبها لكن لديّ نسخة منها |
| harika bir fotoğraf. | Open Subtitles | أوه,حبيتى انها صورة رائعة |
| Bu harika bir fotoğraf John. | Open Subtitles | أنها صورة رائعة, جون |
| harika bir fotoğraf çektim! | Open Subtitles | حصلت على صورة رائعة , لنذهب |
| harika bir fotoğraf... | Open Subtitles | صورة رائعة لشخصها |
| harika bir fotoğraf efendim. | Open Subtitles | أنها صورة رائعة سيدي |
| - harika bir fotoğraf. | Open Subtitles | -إنّها صورة رائعة |
| (Gülüşmeler) Böylece harika bir fotoğraf ortaya çıktı. | TED | (ضحك) ما نتج عنه صورة رائعة. |
| Çok güzel bir resim. | TED | تلك صورة رائعة. |
| Umarım. Çok güzel bir resim. | Open Subtitles | أتمنى ذلك ، هذه صورة رائعة |
| Çok, Çok güzel bir resim. | Open Subtitles | صورة رائعة جداً جدً |