| İşin sırrı güçlü bir izlenim bırakmalısınız, yani fotoğraf çekilmelisiniz,.. | Open Subtitles | والسر أن تصنع إنطباعاً قوياً لذا عليك أن تجسد صوره |
| Bu fotoğrafta tipik bir fotoğraf, dünyanın kıta sahanlıklarından geriye kalanları görüyorsunuz. | TED | وهذه صوره صورة طبيعية لشكل المخزون القاري للعالم |
| Bu aslında kitaba koyduğum ilk resim. | TED | هذه في الواقع اول صوره التقطها في الكتاب. |
| Jerry! Erkek ellinin başka bir resmini almana ihtiyacım var. | Open Subtitles | جيري، اريد ان تحصل على صوره اخرى لصاحبه اليد الذكوريه |
| Yerel bağlamda hayatınızın, tecrübeler ile şekillenmiş kimliğinizin çok farklı bir resmi ortaya çıkabilir. | TED | صوره مختلفة جداً من حياتك في السياق المحلي، عن هويتك كمجموعة من النجارب، قد تظهر. |
| Wilma, Kara Şövalyenin yanında da bir fotoğrafını çekebilir miyiz? Komik mi? | Open Subtitles | هل من الممكن أن نحصل علي صوره لك بجوار شبح الفارس الاسود |
| Böyle bir fotoğraf binlerce değerli dersi tehlikeye atabilir. | Open Subtitles | صوره مثل هذه يمكنها تحويل مائه برنامج نافع الى الفشل ولكن لماذا تهتمين ؟ |
| Eğer bir sakıncası yoksa kayıtlar için fotoğraf almak zorundayım. | Open Subtitles | ان كنت لا تمانعي,سأخذ فقط صوره سريعه للسجلات |
| Bu fotoğraf, partnerinizi nasıl gördüğünüzü belirtecek. | Open Subtitles | في نهاية الحصه, يأخذ صوره مع شريكة. تمثل هذه الصوره كيف ننظر اليهم |
| Ve bir resmin binlerce sözcüğe değer olabildiği gibi, bir ses atmosferi de binlerce resim değerindedir. | TED | وبينما تعبر الصوره عن 1000 كلمة، صوت الطبيعة يعبر عن 1000 صوره. |
| Tıpkı diğer hayranlar gibi, cebinde De resim bulduk | Open Subtitles | مثل اي معجب عادي بها لقد وجدنا صوره لهافي جيبه انظر |
| Sana bir resim göndereceğim. Onu bulmak için bir günün var. | Open Subtitles | سوف ارسل لك صوره وسوف اعطيك مهله ليوم واحد لمحاوله ايجاد تلك الفتاه |
| Bu nedir? Uh... Oh, Aman Tanrım, onun bir resmini çek. | Open Subtitles | ما هذا بحق الجحيم؟ يا الهي التقطي صوره لها يا الهي |
| Doktor, sen hepimizin resmini çekebilir misin? | Open Subtitles | ايها الطبيب هل تستطيع ان تلتقط صوره لنا جميعاً |
| Orada Johnny ve Toots Sweet'in, bir gitaristin resmi var. | Open Subtitles | هناك صوره ل جونى مع عازف الجيتار توتس سويت |
| Sıradaki kızının resmi olsaydı.. | Open Subtitles | ماذا لو كانت الصوره القادمه التى سيرسلها الي ، هى صوره ابنتك |
| Şu an yanımda yok ama bu en sevdiği fotoğrafı, yani benim en sevdiğim... Kızılderililerin fotoğrafını çeken bir beyazın fotoğrafını çeken bir kızılderili. | TED | صورته المفضله الصوره المفضله لدي, ولكن ليست متوفره الان هندي احمر يلتقط صوره لأشخاص بيض يلتقطون صور لهنود حمر |
| bak bunlar onun çoçukluk fotoğrafları buda Vaishnodevi tapınagında geçen yıl çekildi | Open Subtitles | أنا بابلو. انظر إلى صوره وهو طفل عندما ذهب إلى المعرض |
| Sert bir dille resimlerini başka yere götürmesini söyledim. | Open Subtitles | و أقترح عليه بلغة قوية أن يأخذ صوره لمكان أخر |
| Şeytani görünüyorlar, eminim oradaki her yerde ve her şeyin üzerinde resimleri vardır. | Open Subtitles | إنه يبدو شرير، وأنا متأكده أن صوره منشورة كأيّ شيء في هذه البلد |
| Simdi ifadeni gazeteye bastırmaya gidiyorum renkli fotoğrafın ile birlikte. | Open Subtitles | والان ساطبع المقاله في الجريده مقاله طويله مع صوره ملونه |
| görüntü kalitesini arttırabilecek misin bir bak. | Open Subtitles | نسـخة من ما صوره القمر الصناعي للسي آي أيه |
| Bana en son Julia'nın 2. yaş günü fotoğraflarını yolladılar. | Open Subtitles | اخر صوره رأيتهـا كانت لـ جوليـا في عيد ميلأدها الثاني |
| KA: Geçen yıl, Bear Vasquez Yosemite Ulusal Parkındaki evinin dışında çektiği bu videoyu yolladı. | TED | ك. أ: نشر بير فاسكويز هذا الفيديو في السنة الماضية والذي صوره خارج بيته في منتزه يوسمايت الوطني. |
| Teğmen! Hazır buradayken Eşim için bir fotoğrafımı çekermisin. | Open Subtitles | بما انك معنا كنت لاتسائل ان كنت لتمانع فى اخذ صوره لى لارسلها الى زوجتى |
| Kafamda sadece tavandan sallanan adamın görüntüsü var. | Open Subtitles | أنا فقط لدىّ صوره فى رأسى عن الرجل المشنوق من السقف |