| Eğer yaz okuluna gidersem, okulu 18 ayda bitirebilirim. | Open Subtitles | أستطيع الحصول على شهادتي خلال 18 شهر لو أخذت فصلا صيفيًا. |
| Tepedeykense, bir yaz gününde olduğumuz çok belli oluyordu. | Open Subtitles | وحينما كنت في الأعلى كان يومًا صيفيًا صافيًا |
| Şimdi, yazları Kanada havası oldukça ılımandır, 22 santigrat derece ya da 72 fahrenheit, tipik bir yaz günüdür ve fazla sıcak da değildir. | TED | الآن، الجو صيفًا في كندا لطيف نوعًا ما، في أحسن الظروف ... حوالي 22 درجة مئوية أو 72 درجة فهرنهايت تمثل يومًا صيفيًا عاديًا، وليس حارًا للغاية. |
| 1941'de bir yaz günüydü. | TED | كان يومًا صيفيًا في 1941 |
| Şu küçük kızla beraber bir yaz kampına katıldım. | Open Subtitles | لقد ارتدت عسكرًا صيفيًا |