Böyle para sıkıntısı çeken bir bölgede takas popüler olmalı. | Open Subtitles | لابد ان المقايضة شعبية فى منطقة تعانى من ضائقة مالية بهذا الشكل |
O deli karı yüzünden de Atticus'un nakit sıkıntısı var. | Open Subtitles | وبفضل زوجته المجنونة, يعيش ضائقة مالية |
O deli karısı sayesinde çok büyük nakit sıkıntısı çekiyor. | Open Subtitles | وبفضل زوجته المجنونة, يعيش ضائقة مالية |
Şu sıralar biraz sıkışığım ve telefonumu açtırmak için buna ihtiyacım var kadınımla konuşmak için. | Open Subtitles | في ضائقة مالية بسيطة و أحتاج لهذا الآن لإعادة الحرارة للهاتف |
Şu an paraya sıkışığım. | Open Subtitles | حسناً ، أنا حالياً في ضائقة |
Çünkü olur da bir güçlük çekersen ayrıca boşanmanın senin gibi hali vakti yerinde olanlar için bile sıkıntılı bir süreç olduğunun da farkındayım. | Open Subtitles | لمَ؟ إذا واجهت صعوبة في أخذ القرض، بصرف النظر عن السبب... أعرف أن الطلاق قد يسبب ضائقة مالية، |
Bedford'daki butikte nakit sıkıntısı varmış. | Open Subtitles | و (بوتيك بدفورد) يعاني من ضائقة مالية |
Kusura bakma. Azıcık paraya sıkışığım da. | Open Subtitles | إنّي في ضائقة ماليّة بعض الشّيء . |
Biraz sıkışığım. | Open Subtitles | -لديّ ضائقة مالية |
Çünkü olur da bir güçlük çekersen ayrıca boşanmanın senin gibi hali vakti yerinde olanlar için bile sıkıntılı bir süreç olduğunun da farkındayım. | Open Subtitles | إذا واجهت صعوبة في أخذ القرض، بصرف النظر عن السبب... أعرف أن الطلاق قد يسبب ضائقة مالية، حتى لميسور حال مثلك |
Doosan Ayıları, geçen sezonu oldukça sıkıntılı geçirmişti. | Open Subtitles | وقعت دببة Doosan في ضائقة مؤخرا |