| 2077'i rızası dışında terk etti ve Özgürlük'ün yapabileceğinden çok daha fazla geleceği değiştirdi. | Open Subtitles | غادرت 2077 ضد إرادتها أنها فعلت المزيد لتغيير مستقبل ليبرا 8 يمكن أن يكون من أي وقت مضى |
| - rızası dışında tutulduğuna inanıyorlar ve güvenli bir şekilde dönmesi için yalvarıyorlar. | Open Subtitles | انهم يعتقدون أنها حُبست ضد إرادتها وينشدون عودتها سالمة |
| 2077'i rızası dışında terk etti ve Özgürlük'ün yapabileceğinden çok daha fazla geleceği değiştirdi. | Open Subtitles | غادرت 2077 ضد إرادتها وأنها فعل المزيد لتغيير المستقبل من ليبر8 يمكن أن يكون من أي وقت مضى. |
| İsteği dışında onunla olduğu açıkça belli. | Open Subtitles | لقد كان من الواضح أنها إحتجزت ضد إرادتها |
| İmkanı olsa beni arayacağını biliyorum, bana bunu düşündürten şey ise isteği dışında bir yerde tutuluyor olması. | Open Subtitles | أعلم أنها كانت ستتصل بي إن استطاعت وهذا يجعلني أعتقد أنها محتجزة بمكان ما ضد إرادتها |
| Tabii biri onu isteği dışında götürdüyse. | Open Subtitles | إلا إذا أخذها أحدهم ضد إرادتها |
| İddiaya göre 3 Mayıs'ta Rose Stagg'ı evinden kaçırmışsınız rızası dışında alıkoymuşsunuz. | Open Subtitles | وأنه في 3 مايو اختطفت "روز ستاغ" من منزلها واحتجزتها بشكل غير قانوني ضد إرادتها. |
| Bir yerlerde, bir göt, rızası olmadan elleniyor... | Open Subtitles | في مكان ما مؤخرة تُصفع ...ضد إرادتها |
| rızası dışında bir şeye mecbur bırakıldı. | Open Subtitles | لقد أرغمت ضد إرادتها |
| Ya da isteği dışında tutuluyor olabilir. | Open Subtitles | أو أنها قد حُبست ضد إرادتها |
| Onu buraya isteği dışında getirdik. | Open Subtitles | لقد أحضرناها ضد إرادتها |
| Ayrıca Rose Stagg'i kendi isteği dışında alıkoyduğuna inanıyoruz. | Open Subtitles | ونعتقد أيضًا أنكَ قمت بإحتجاز (روز ستاغ) بشكل غير قانوني وأنكَ محتفظ بها في مكان ما، ضد إرادتها |