| Kurşun burada. Boynu sıyırmış, yine de epey hasar var. | Open Subtitles | هذه هي الرصاصة ، لم تخترق الوريد ولكن سببت ضرراً كبيراً |
| Elektromanyetik dalganın geminize hasar verdiğini bildiğimize göre bunu istemeden yaptığınızı kabul edeceğim. | Open Subtitles | بمعرفة أن ضرراً قد أصاب سفينتكم أنا متسعد لتقبل أن الأمر لم يكن مقصوداً |
| Bu mikropların ortama uyumlu olduğunu ve amacımız için yeterli hasarı verecek kadar havaya yeterince nitelikli dağılıyor mu belirleyecek. | Open Subtitles | سيحدّد هذا إن كانت الحشرات قابلة للحياة ومنتشرة بتساوٍ كافٍ بالهواء بنوعيّات كبيرة كافية لتحدث ضرراً كافياً لغاياتنا |
| Bence biyopsiyi yapmalıyız. Ne zararı olacak ki? | Open Subtitles | أعتقد حقاً أنه ينبغي علينا إجراء عيّنة, ذلك لن يُحدث ضرراً |
| Bence beynindeki o metal parçası çok fazla hasara yol açmış. | Open Subtitles | أعتقد أن القطعة المعدنية في دماغك أحدثت ضرراً جسيماً |
| Metal cilası, yeterince soluduysa, sinir hasarına yol açmış olabilir. | Open Subtitles | طلاء المعادن قد يسبّب ضرراً عصبياً لو استنشق منهُ الكفاية |
| Güneşin dünyanıza kalıcı zarar vermesini önlemek için hala vaktimiz var. | Open Subtitles | مازال الوقت فى صالحنا قبل أن تسبب الشمس ضرراً دائم لعالمك |
| Ameliyat daha fazla kemik büyümesine ya da faydadan çok zarara neden olur. | Open Subtitles | من الواضح أن الجراحة ستسبب نمو المزيد من العظام و ستحدث ضرراً أكثر |
| Birincisi, neden bazı hastalık yapıcı organizmalar daha zararlı, | TED | أحدهما هو، لماذا بعض الكائنات المرضية أكثر ضرراً, |
| Tam olarak sayılmaz. Füze yeterince hasar verdi ve uçak düşene kadar arkasında enkaz bıraktı. | Open Subtitles | ليس تماماً، لقد سبب الصاروخ ضرراً كافياً ليجعل الطائرة تترك أثراً للحطام أثناء الهبوط |
| Öte yandan, canlı olduğunu bilsek bile tek bacaklı birinin bu kadar çok hasar yaratacağını kim bilebilir? | Open Subtitles | بالإضافة إلى أنّه حتّى لو علمنا بأنّه حيّ من كان يعلم بأنّ رجلاً بساق واحدةٍ سيحدث ضرراً كهذا؟ |
| İç organları hedef alırsanız büyük hasar verirsiniz. | Open Subtitles | اذا استخدمته للاعضاء الداخليه فانك ستحدث ضرراً كبيراً |
| Boyu ve şu andaki durumuna bakılırsa ona ameliyatla daha çok hasar verme riskimiz var. | Open Subtitles | ..نظراً إلى حجمها وموقعها سنحدث ضرراً أكبر إن استخرجناها بواسطة الجراحة |
| Eğer diyabete bağlı sinir hasarı olsaydı, yıllar önce vuku bulurdu. | Open Subtitles | لو كانَ هذا ضرراً عصبيّاً سكّريّاً لَظَهَر منذُ سنوات |
| Genellikle rektal biyopsi sonrası beyin hasarı görülmez. | Open Subtitles | عادةً لا ترى ضرراً دماغيّاً بعد الخزعة الشرجيّة |
| Böyle bir darbe hatasız bir kemik hasarı bırakırdı. | Open Subtitles | ضربة كتلك كانت لتخلف ورائها ضرراً عظمياً واضحاً |
| Güneşin verdiği zararı görmek istiyorsanız, en iyisi benden onlarca yaş küçük kızımla karşılaştırmak. | Open Subtitles | و لكن من الممكن أن يكون هناك أيضاً ضرراً على المدى البعيد. |
| Ama zihin kontrlü beyinde hasara neden olabilir. | Open Subtitles | لكنّ التحكّم العقلي، قد يسبب ضرراً بالدماغ. |
| Nasıl olduğunu bilmiyorum ama Chris Jacoby yakın zamanda beyin hasarına uğramış. | Open Subtitles | لا اعلم كيف حدث, لكن كريس جاكوبي تكبد ضرراً دماغياً بالغاً مؤخراً. |
| Korkarım bu raddeden sonra sana yarardan çok zarar getirir. | Open Subtitles | أخشى أنّه عند هذه النقطة، سيصبح أكثر ضرراً مما سينفع |
| ...başlangıçta düşündüğümüzden daha uzun sürdü ve altyapımızı oldukça zarara uğrattı. | Open Subtitles | الوهج سيدوم و يسبب ضرراً أكثر و أكبر مما ظننا |
| Eğer literatürdeki verilere bakacak olursanız taşıyıcı araclığıyla bulaşan hastalıkların, taşıyıcı olmadan bulaşanlara göre daha zararlı olduğunu görürsünüz. | TED | و تستطيع أن تتبين, فقط من الأدب, أن الأمراض التى تنتقل بواسطة النواقل تكون أكثر ضرراً من التى تنتقل بدون نواقل. |
| Bir kere dışarı çıkmalarında hiçbir sakınca yok. | Open Subtitles | فإنه يستحق بداية جديدة ولاأرى ضرراً من ذهابها |
| Bu ona ciddi zararlar verdi ve Tanrı'nın ona bahşettiği gücü kötüye kullandı. | Open Subtitles | مما سبب له ضرراً كبيراً وجعله يسيء استخدام العطايا الكثيرة التي قدمها له الله |