| Haydi çocuklar, Koca Abe'in azı Dişini bulalım. | Open Subtitles | هيا يارفاق لنساعد ايب الكبير بالعثور على ضرسه اللعين |
| Bebeğin süt Dişini gösterdi ve "benziyoruz" dedi. | Open Subtitles | وأخبرته أن الطفل على وشك أن يحصل على ضرسه الأول الدائم وغرقنا فى الضحك |
| Dişini kendi kırdı ve onu yuttu, böylece biz de onu bulabildik. | Open Subtitles | لقد كسر ضرسه و بلعه لنتمكن من ايجاده |
| dişi bir başkasının altında kaldığı için çıkmıyormuş falan. Gitmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | جاءته مكالمة من أحد مرضاه الذي لديه مشكلة في ضرسه. |
| dişi ağır metal zehirlenmesinden düşmedi. Malnütrisyondan düştü. | Open Subtitles | لم يقع ضرسه بسبب تسمّم المعادن الثقيلة بل بسبب سوء التغذية |
| Dişini sormadım Richardson. | Open Subtitles | إنني لا أسأل عن وجع ضرسه يا (ريتشاردسون) |
| Sanırım azı Dişini kırdın. Baksana. | Open Subtitles | أظنك هشّمت ضرسه انظر |
| Dişini söktükten sonra aramızda H.I.V.E hakkında ilginç bir konuşma geçti. | Open Subtitles | بعدما انتزعت ضرسه خضنا نقاشًا شيّقًا عن (قفير). |
| - Belki Dişini bu şekilde kaybetmiştir. | Open Subtitles | -لربّما هكذا فقد ضرسه |
| dişi onu öldürüyor ama onu yıllardır dişçiye götüremedim. | Open Subtitles | إن ضرسه يقتله من الألم لكن لم أقدر على أخذه لطبيب الأسنان منذ سنوات |
| Onun dişi. | Open Subtitles | ضرسه |
| Trevor'ın dişi çıktı. | Open Subtitles | لقد خسر (تريفور) ضرسه |