| İşaretlenmiş olabilir ama tetiği çekmek zorunda olan kişi sen olacaksın. | Open Subtitles | ربما هو المُعلم عليه، لكن أنتِ من سيتوجب عليه ضغط الزناد |
| Şiddetin, korkunun merkezi olan amigdala çağlayan gibi bir salınım yapar ve tetiği çektirir. | TED | اللوزة الدماغية، والتي هي مركز العنف، مركز الخوف، التي تبدأ سيلا من الاندفاعات فينتج عنها ضغط الزناد. |
| Bilgin için, sen tetiği çekmedem o silahı elinden alır ve seni öldürürüm. | Open Subtitles | لمعلوماتك سآخذ هذا المسدس وأقتلك قبل أن تتمكنى من ضغط الزناد |
| Evet, tetiği Peltier çekti. | Open Subtitles | نعم.. لقد كان السيد بيلتر الذي ضغط الزناد في صباح ذلك الاثنين |
| tetiği çekememekten korkuyorsun. | Open Subtitles | انتي خائفة انه ربما لن تستطيعي ضغط الزناد. |
| Eğer sorunlarımı tetiği çekmek bile çözmemişse başka ne çözebilir? | Open Subtitles | إذا كان ضغط الزناد لم يحل المشاكل مالذي سيحدث؟ |
| Porter'ın ölümünde de tetiği ben çekmiş gibi oldum. | Open Subtitles | لقد فعلت مع بورتر كما لو كنت انا الذى ضغط الزناد |
| - Dani ifadesinde Kirk'e tetiği çekenin Kellog olduğunu söyledi. | Open Subtitles | و أدلت داني بتصريح تقول فيه أنه كان كيلوج من ضغط الزناد على كيرك |
| Ateş edememişsin tetiği çekememişsin. En azından herkes öyle söylüyor. | Open Subtitles | لم تستطيعي ضغط الزناد عل الأقل، هذا مايقوله الجميع |
| Vuku bulan olaydan, Helen'ın başına gelenden herhangi bir şekilde ben sorumluysam, gerçekten çok üzgünüm ama tetiği çeken ben değilim, Raylan. | Open Subtitles | وإن كنت بأي حال مسؤول عما تبين وما حدث بـ " هيلين " فأنا آسف بشدة لكنني لست الرجل الذي ضغط الزناد |
| Silahım vardı ama tetiği çekemedim. | Open Subtitles | وكان لديّ سلاح ولكن لم أقوى، على ضغط الزناد |
| Dedikleriniz için sağ olun ama... tetiği benim çektiğimi ikimiz de biliyoruz. | Open Subtitles | شكرا لقولك هذا سيدي لكن كلانا يعلم انا الذي ضغط الزناد |
| Elindeki barut iziyle birlikte tetiği çekip çekmediğiyle ilgili hiçbir şüphe olmayacak. | Open Subtitles | مع بقايا الطلق الناري على يديه لن يكون هناك أي شك أنه هو من ضغط الزناد |
| Doğu Bölgesi tetiği çekenin kim olduğunu bulmaya adandı. | Open Subtitles | المنطقة الشرقية كُلفت بمعرفة من ضغط الزناد |
| Piyadeler tetiği çekmeyi öğretmedi mi yani? | Open Subtitles | هل البحرية الأمريكية لَم تعلمك كيفية ضغط الزناد ؟ |
| Canavarlara nişan alırken tetiği çekmek çok daha kolay. | Open Subtitles | من السهل جداً ضغط الزناد عندما تصوب على بعبع؟ |
| Zor olan, davranışın manasını anlamaya çalışmaktır, çünkü bazı koşullarda tetiği çekmek dehşet verici iken, bazı durumlarda kahramanlık ve fedakârlıktır. | TED | الصعب وفهم هذا التصرف، لأنه في بعض المواقف، ضغط الزناد يعد أمراً مروعاً؛ وفي مواقف أخرى؛ يعد عملاً بطولياً للدفاع عن النفس. |
| Doludur. Tek yapman gereken tetiği çekmek. | Open Subtitles | انه محشو ليس عليك سوى ضغط الزناد |
| Ben tetiği çekmek istemedim! Ateş etmeyi istemedim! | Open Subtitles | أنا لم أرد ضغط الزناد ، ولم أرد إصابتك |
| Ama o ân geldiğinde tetiği çekebildim. | Open Subtitles | لكن عندما حان الوقت استطعت ضغط الزناد |