| Bu fazteziden bıktım. Uzun zaman önce geride bıraktığım biriydin. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بهذا الخيال، إنّك امرأة تركتها منذ دهر سحيق. |
| Bu cadılardan da, bebeğim hakkında yaptıkları öngörülerden de bıktım usandım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بأولئك الساحرات وتحذيراتهن بشأن جنيني. |
| Burada hâlâ bir işe yaradığımı kanıtlamaya çalışmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من محاولة برهنة استمرارية أيّ قيمة لي هنا. |
| İnsanlar korkmuş ve kızgın durumda. Dürüst olmak gerekirse, ben de erteleyip durmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | أفراد القطيع خائفون وغاضبون، وبصراحة ضقت ذرعًا بالمماطلة. |
| Aranızda kalmaktan yoruldum git de aramasına yardım et. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بإقحامي في ذلك، فاذهبي وساعديها بالبحث عنها. |
| Kazmaktan yoruldum... - ...ama o da iş görür. | Open Subtitles | لعلمك، ضقت ذرعًا بالحفر، لكن ذلك سيفي بالغرض. |
| Bencil narsistlerden gına geldi artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بالنرجسيين خادمي أنفسهم. |
| Bağırıp durma, yoksa ağzını yüzünü dağıtırım senin! bıktım be! | Open Subtitles | كف عن الصراخ أو سوف أقوم بنحر عنقك لقد ضقت ذرعًا بك |
| Artık başkalarının benim için fedakârlık yapmasından benim kavgamı etmelerinden bıktım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بتضحية الآخرين لأجلي وقتالهم في معاركي. |
| Kökenlerin şehre gelmesinden beri iyi insanların kurban edilip çöp tenekelerine atılmasından bıktım usandım artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بسقوط أناس صالحون ضحايا للنفايات التي جلبها الأصليون للمدينة. |
| Bu ses tonuyla konuşmandan bıktım artık! Babam olmadığını ne zaman fark edeceksin? | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بلجوئك لتلك النغمة، متى ستدرك أنك لست والدي؟ |
| Dezavantajlı olmaktan bıktım artık. Ölümüme neden olan şey de buydu. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بكوني في وضع ضعيف، فهذا ما تسبب بمقتلي. |
| Ailemi hastanelerde ziyaret etmekten bıktım. | Open Subtitles | الضلوع! ضقت ذرعًا بزيارة أفراد أسرتي في مستشفى. |
| Elena'nın zor günler yaşadığını duymaktan sıkıldım artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من سماع وصفكم كم كان الوضع شاقًّا عليها. |
| Buradan çok sıkıldım ve işime burnumu sokmasaydın sana da bunu aynen söylerdim. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا من هذا المكان، وكنت لأقول لك هذا إن لم تتدخل في شؤوني مرّة أخرى. |
| Ben burada yaşamaktan sıkıldım, sen sıkılmadın mı? | Open Subtitles | حسنٌ، ضقت ذرعًا بالعيش هنا، ألست كذلك؟ |
| Şu kadarını söyleyeyim Stefan, New York City'yi birbirine katmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | حسنٌ، يمكنني إخبارك بأمر يا (ستيفان)، ضقت ذرعًا بتمزيق مدينة (نيويورك). |
| Yalnız olmaktan sıkıldım. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بكوني بمفردي |
| Morgdan telefon beklemekten yoruldum artık. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بترقّب مكالمة من المشرحة. |
| Bu zayıf, hassas Laurel'ı oynamaktan çok bunaldım ve yoruldum. | Open Subtitles | ضقت ذرعًا بمحاولة لعب دور هذه الضعيفة الواهنة (لورل). |
| Şu duyulan sesten gına geldi artık. | Open Subtitles | حسنًا، ضقت ذرعًا بهذا الضجيج. |