| Ve sonra anladım ki ona bunu yapmaya vicdanım ermiyor. | Open Subtitles | و بعدها عرفت أن ضميري لا يسمح لي بفعل هذا. |
| Bu hurdadan kurtulmayı çok isterdim ama vicdanım bunu yapmama izin vermiyor. | Open Subtitles | سأكون سعيد إذا تخلصت من هذه الزبالة لكن ضميري لن يسمح لي |
| Bunu yapmana göz yumacaktım ama nihayetinde vicdanım galip geldi. | Open Subtitles | كنت سأدعها لك و لكن في نهاية المطاف ..أنبني ضميري |
| Gece geç vakitlere kadar Vicdanımı sorguladım sırf bu karışık durumdan çıkayım diye. | Open Subtitles | إستجوبت ضميري خلال الساعات العميقة من الليل فقط للصحوة في التشويش الأعظم دعني أَذهب هم ينتظرونني للرقص |
| Vicdanımı rahatlattıktan sonra şimdi gidiyorum. | Open Subtitles | والآن بعد أن قلت ما في نفسي وإرتاح ضميري سأرحل |
| Siz benden bir şey istiyorsanız... ben de sizden bir şey istediğimi söylemezsem... kendi vicdanıma karşı saygısızlık etmiş olurum. | Open Subtitles | إذا كنت تريد شيئا مني سأكون مفتقرا لإحترام ضميري إذا لم أقل أنني أريد شيئا منك |
| Belki de vicdanımın sığacağı kadar büyük bir delik açmışımdır. | Open Subtitles | ربما انني صنعت ذلك ليتناسب مع ضميري ليخرج من خلاله |
| Bir dakikalığına vicdanımla savaştım. Sonra bir göz atmaya karar verdim. | Open Subtitles | تصارعت مع ضميري لمدة دقيقة ثم قررت إتخاذ نظرة خاطفة |
| vicdanım rahat etmemeliydi.. ..ama etti. | Open Subtitles | كان ينبغي أن يحرك هذا ضميري ، ولكن لم يحدث ذلك |
| Ona karşı dostça olmayan hislerimden dolayı vicdanım rahat değil. | Open Subtitles | ضميري ليس في سلام بسبب مشاعري العدائيّة نحوها. |
| Belgeyi dikkatle okuyacağım vicdanım izin verirse, imzalayacağım, Majesteleri. | Open Subtitles | سأقرأ الوثيقة بعناية وآمل أن يسمح لى ضميري بالتوقيع عليها يا صاحب السمو. |
| Bunu nasıl söylerler? Bu konuda vicdanım tamamen müsterih. | Open Subtitles | حسنا, إن ضميري مرتاح كل الارتياح رغم شائعات الناس |
| Sonunda, bu herifi dördüncü kez bazı ciddi suçlamalardan kurtardıktan sonra, yemin ederim, artık vicdanım ağır bastı. | Open Subtitles | وأخيراً بعد أن خلصت مجرمين من تهم ،جدية للمرة الرابعة سأخبرك بالحقيقة، بدأ ضميري يؤنبني |
| Şey, aslında araklamak kadar kötü birşey değil, ama vicdanım beni rahatsız ediyor. | Open Subtitles | في الواقع ، هي ليست سرقة ، لكن ضميري يؤنبني |
| Bu kızda, benim Vicdanımı rahatlatacak uysal nitelikler eksikti. | Open Subtitles | هذه الفتاة تفتقر إلى ميزة التساهل والتي من شأنها أن تُريح ضميري. |
| Senin gibi insanlar benden sıkça Vicdanımı sorgulamamı ister ve ben de ara sıra sorgularım. | Open Subtitles | دائما اشخاص مثلك يسألوني ان اختبر ضميري و انا افحصه بين الحين للاخر و ماذا وجدت جاك؟ |
| Eğer iyi pazarlık etmiş diyorsan Vicdanımı sana $4,50'ye satarım. | Open Subtitles | إذا كنت تظنين أنه قد فاز بصفقة رائعة فسأبيعك ضميري بـ 4.5 دولار |
| vicdanıma karşı hareket edebileceğimi düşünüyorsanız. | Open Subtitles | إذا كنت تظن أنني أقتنع بهذه السهوله لأتصرف ضد ضميري |
| vicdanımın rahatlığı ve Tanrı ile barışmak için tüm suçlamaları kabul ediyorum. | Open Subtitles | من أجل أراحة ضميري تجاه الالهة أقـًـر وأعترف بكل التهم الموجهة ضدي |
| - Ama Hitler için içtiğiniz bir ant var. - Bu, vicdanımla benim aramda. | Open Subtitles | أقسم على الولاء للدير فورهير هذا هو ضميري |
| Hayır, vicdan azabım yok çünkü o notu saklayan ben değildim. | Open Subtitles | كلا، لم يؤنبني ضميري لأنني لست من قام بإخفاء ذلك المستند |
| Kendini bir katlı otoparktan aşağıya atarsın ve bunu vicdanımda istemem. | Open Subtitles | عليك أن ترمي نفسك من مرآب السيارات و ضميري لا يستطيع تحمل ذلك |
| İki ayrı gece işinde çalışmam gerekse bile, o değerli terzine parasını ödeyeceğim.... ...ama ruhumu satmayacağım! | Open Subtitles | حتى لو وجب علي العمل لليلتين اضافيتين .. سوف ادفع لخياطك الغالي لن ابيع ضميري |