| Tek pul kaldı. Kalanları satıp işleri başlatmak için kullandım. | Open Subtitles | بقي طابع بريدي واحد وبعت البقية واستخدمت المال لتسيير الأمور |
| Cevaplanmayacak bir mektuba pul için bir ton para vermeye hiç niyetim yok. | Open Subtitles | أنا لن أضيع مقدار من المال على .طابع بريدي لخطاب لن يجيب عنه أحد |
| - Britanya İmparatorluğu koleksiyonundan bir pul. | Open Subtitles | طابع بريدي عن معرض الإمبراطورية البريطانية |
| İnsan burnundaki zarlar, mektup pulu kadardır. | Open Subtitles | الأغشية في انف الانسان تمتد بمقدار طابع بريدي |
| İki buçuk haftalık kiramı ödeyebilir ya da üç çift ayakkabı ya da iki pantolon ya da Mencken'e hikaye göndermek için 1,000 posta pulu alabilir. | Open Subtitles | سوف تدفع الأجار عن أسبوعين ونصف أو تشتري لي 3 ازواج من الأحذية أو زوجين من السراويل أو ألف طابع بريدي لأرسل القصص إلى مينكن |
| Fraida Felcher'den bir kart gelmiş. | Open Subtitles | "طابع بريدي من"فريدا فيلتشر |
| Posta damgası yok. | Open Subtitles | و لا يحتوي على طابع بريدي. |
| Kim olduğunu öğrenirsem, kıçına pul yapıştırıp seni İran'a postalayacağım! | Open Subtitles | لو عرفت من أنت ، سأضع طابع بريدي على مؤخرتك وأرسلك لـ(إيران) |
| - Çünkü üzerinde pul yok. | Open Subtitles | لأنه لا يوجد عليها طابع بريدي |
| Veri bilardo masasındaki bir pul gibi. | Open Subtitles | المعلومات... كان يجب أن تكون مثل طابع بريدي على منضدة لعبة بلياردو! |
| - Sürtük! - pul! | Open Subtitles | متشرد - طابع بريدي - |
| Daha yeni çıktı. İlk hatıra pulu. | Open Subtitles | تم إصداره مؤخراً أول طابع بريدي تذكاري |
| Üzerinde Güney Amerika pulu var. | Open Subtitles | هناك طابع بريدي جنوب أميركي |
| İsviçre pulu var. | Open Subtitles | حصلت على طابع بريدي سويسري. |
| Fraida Felcher'den bir kart gelmiş. | Open Subtitles | "طابع بريدي من"فريدا فيلتشر |