| Bir geçiş merdivenine gitmek iki kat aşağıya, mühendislik bölümüne ulaşmak. | Open Subtitles | لنصل إلى أحد المنافذ و نتجه طابقين لأسفل إلى القطاع الهندسى |
| Ben bu odayı istiyordum! İki kat yukarıya aynen bu odayı! | Open Subtitles | ـ لقد أردت هذه الغرفة ، هذه الغرفة تماماً أعلى طابقين.. |
| Peki davada adı geçen senatör iki kat üstümüze taşındığında protokol ne oluyor? | Open Subtitles | وما السياسة المتبعة حينما يكون السيناتور المتورط في القضية ينتقل إلى طابقين فوقنا؟ |
| Sekiz odalı, iki katlı ahşaptan yapılma evim parçalara ayrıldı ve üstüme örtüldü. | Open Subtitles | منزلى الخشبى المكون من طابقين بغرفه الثمانى تحول إلى شظايا متناثرة غطتنى بالكامل |
| İkinci kattan düşmesi illa ki öleceği anlamına gelmez. | Open Subtitles | ماذا؟ ليس من الضروري أن يقتله السقوط من علو طابقين |
| Ama dubleks olduğunu da göz önünde bulundurmalısın. | Open Subtitles | لكن عندما تحلّل بأنّه من طابقين |
| Memurlar ilk iki katı boşaltmış, fakat kalkanları olmadığından bize haber verip, destek gelmesini beklemişler. | Open Subtitles | في أول طابقين لا يوجد شيء , ولكن ليس لديهم دروع , اذاً , انه سيتراجع في حال قضية ذلك الرجل نشطة |
| iki kat aşağı sürüklendik ve şöyle düşündük: işte yine bina sorumlusu karşımıza çıkacak. | TED | تم اصطحابنا طابقين الى الأسفل، وقلنا حينها، ها هو عامل التنظيفات من جديد. |
| Tamam, bence iki kat daha var. | Open Subtitles | حسناً ، أعتقد أنه على بعد طابقين لأعلى ، على ما أعتقد |
| Sen de kaldiklari otele giderken tökezlemis ve iki kat merdivenden asagi düsüp, pencereye uçmussun. | Open Subtitles | وعندما ذهبت للفندق تعثّرت قدمك وسقطت طابقين من السلالم ثم خرجت عبر النافذة |
| Aptal, en kısa sürede asansörü tamir edersen, iki kat çıkarım. | Open Subtitles | ..حالما تصلح المصعد ياأحمق ..سيهبط طابقين أسفل |
| Eğer tüm formülü kullandıysa, yarıçapı bir blok olmakla birlikte iki kat etkili yangın bombası. | Open Subtitles | إذا استخدم الصيغة كلّها، فسيكون الإنفجار بإرتفاع طابقين و قُطر مبنى واحد |
| Kadınlar tuvaletinden çıkarsak çatıdan aşağıya iki kat var sadece. | Open Subtitles | مهلا , مجرد طابقين حتى الأرض outside the ladies' john. |
| Kadınlar tuvaletinden çıkarsak çatıdan aşağıya iki kat var sadece. | Open Subtitles | مهلا , مجرد طابقين حتى الأرض outside the ladies' john. |
| Anneleri ve dedeleriyle ön bahçesi ve arkada verandası olan iki katlı bir evde yaşıyorlardı. | TED | وعاشا مع أمهما وجدهما في بيت مكون من طابقين مع حديقة أمامية وشرفة خلفية. |
| Azar azar kenara koyup Morgan Park'da iki katlı küçük bir ev satın alacaktık. | Open Subtitles | كنا نريد أن ندخر شيئا فشيئا ونشتري بيتا صغيرا قديما من طابقين في مورغان بارك |
| Bu ev iki katlı, on odası var... ve her şeyi yerli yerinde tutan bir kadın. | Open Subtitles | لهذا البيت 10 غرف إنه من طابقين و به امرأة واحدة فقط تحافظ عليه.. إنها أنا |
| İkinci kattan düştün birkaç kemiğin kırıldı ve beyin travması yaşadın. | Open Subtitles | لقد سقطتِ من إرتفاع طابقين وكسرتِ عظامكِ، وأصيب دماغكِ بصدمة |
| Benim evi dubleks yapmak istiyordum. | Open Subtitles | فأنا أود أن أجعل شقتي مكونةً من طابقين |
| Bir terası ve iki katı olan küçük bir ev var. | Open Subtitles | يوجد منزل صغير مكون من طابقين مع شرفة |
| En yüksek binalar iki katlıydı. | Open Subtitles | لم تكن هناك أي مباني أطول من طابقين |
| Biliyordum, asıl sorun kruvazörümüzün iki katlı bina yüksekliğinde olmasıydı. | Open Subtitles | كلا، المشكلة الحقيقية كانت القفزة على بعد طابقين من أعلى السفينة. |
| Üç... İki kat yukarı, ve onu yakalayalım. | Open Subtitles | بعد طابقين وسنكون هناك ـ |