| O rüzgar değirmeninin üzerinde ölmüş olması gerekiyordu. | Open Subtitles | كان من المفترض أن يموت في حادثة إنهيار طاحونة الهواء |
| Sağlıklıyken her yere elinde rüzgar gülüyle gidermiş! | Open Subtitles | حينما كان معافى ,كان يتجول حاملا طاحونة الهواء |
| Ağlarken bile rüzgar gülünü görünce gülümsermiş! | Open Subtitles | حتى عندما كان يبكى حينما يرى طاحونة الهواء ,يضحك |
| Bana savaşla ilgili gerçeği söylersen ben de sana yeldeğirmeninde tuttuğum büyük atlarla ilgili gerçeği söylerim. | Open Subtitles | لو تخبرني الحقيقة بشأن الحرب سأخبرك بالحقيقة بشأن الخيول الضخمة التي أخفيها في طاحونة الهواء |
| Evet, yeldeğirmeninde durmuş Don Kişot'u bekliyorlardı. | Open Subtitles | - نعم- كانا يقفان بجانب طاحونة الهواء بإنتظار ـ(دون كيشوت)ـ |
| Ve böylece Yel değirmeninin inşaatı başladı. | Open Subtitles | وهكذا, تمت المباشرة بالعمل في طاحونة الهواء |
| Son gidişimizde, az kalsın sayı yapıyordum, ama o rüzgar yok mu, resmen oyunumu mahvetti. | Open Subtitles | كنتُ على وشك الفوز بالمركز الـ18 لكن طاحونة الهواء الصغيرة تلك أرهقتني بشدة. |
| Guadalupe yolundaki, rüzgar gülünde beni bekle. | Open Subtitles | انتظرني عند طاحونة الهواء على طريق "جوادالوب" |
| Guadalupe yolundaki, rüzgar gülünde beni bekle. | Open Subtitles | انتظرني عند طاحونة الهواء على طريق "جوادالوب" |
| rüzgar tribününün dibinde beton bir zemin var. | Open Subtitles | توجد قاعدة إسمنتية في طاحونة الهواء |
| rüzgar gülünü vuracağım. | Open Subtitles | طاحونة الهواء. |
| rüzgar değirmeni! | Open Subtitles | طاحونة الهواء! |
| Tamamlanan Yel değirmeni yapanların kaderinin ve fedakârlığının abidesi gibi duruyordu. | Open Subtitles | طاحونة الهواء المكتملة وقف كجبل يعبر عن مصير وتضحيات بناتها |
| Yel değirmeni. | Open Subtitles | طاحونة الهواء كانت القشة التيّ قصمت ظهر البعير |
| Matematiksel olarak tasarlanan bu yeni Yel değirmenleri eskilerine göre üç kat daha verimliydi. | Open Subtitles | و طاحونة الهواء الجديدة ذات الأساس الرياضي هذه أكثر كفاءة من الطاحونة سابقتها |