| Vicdanın rahat olduğu sürece. | Open Subtitles | طالما ان ضميرك مرتاح فهذا سبب كافي لعدم راحة ضميري |
| Filmin ille de şiddetli olmasına ihtiyacım yok tabii içinde çıplaklık olduğu sürece. | Open Subtitles | لااحتاج للعنف لكي استمتع بفلم طالما ان هناك القليل من العري |
| Tangka etrafta olduğu sürece... çok daha fazla insan ölecek. | Open Subtitles | حسنا, طالما ان هذه التاجادا موجودة الكثير من الرجال سوف يموت |
| Yetişkin değilsin ve ailen hayatta olduğu sürece hiçbir şeye sahip değilsin. | Open Subtitles | انتي قاصرة وليس لديك الحق في اي شي . طالما ان والدك مازلوا علي قيد الحياة |
| Kraliyet %10'luk hakkını elde ettiği sürece tabii. | Open Subtitles | طالما ان الخزانة الملكية تتلقى 10 في المئة |
| Şu hayvancıklar yukarıda olduğu sürece güvendeyiz. | Open Subtitles | طالما ان هذه الوحوش مازالت هنا, نحن فى أمان |
| Endişe duyan birileri olduğu sürece, herkes ölmeyi hak eder. | Open Subtitles | الكل يستحق الموت طالما ان احدهم يريد ذلك |
| Ve arkadaşların olduğu sürece bunlara dayanabiliyordum. | Open Subtitles | و استطيع احتمال كل ذلك طالما ان لدي صديقاتي |
| Evet, pekâlâ bir soruşturma olduğu sürece, hepimiz tehlikede olacağız. | Open Subtitles | نعم، حسناً طالما ان هناك تحقيقاً،فكلنا معرضين للخطر |
| Barış olduğu sürece sorun yok. | Open Subtitles | كل شىء سيكون بخير طالما ان السلام موجود |
| Şu cımbızlar bu karakolda olduğu sürece, | Open Subtitles | طالما ان هؤلاء الملاعيين يحتلون المحطة |
| Ve sizi temin ederim Grievous hayatta olduğu sürece senato savaşa devam etme yönünde oy kullanacaktır. | Open Subtitles | واني اؤكد لك ان مجلس الشيوخ سيصوتون على مواصلة الحرب طالما ان (غريفس ) على قيد الحياة |
| Şirketim malları ithal ettiği sürece, pek çok insan diğer şeyleri görmezden gelir. | Open Subtitles | طالما ان الشركة تورد بضائع , معظم الناس تتغاضي عن اي شئ |
| Annem ölü olmaya devam ettiği sürece. | Open Subtitles | - طالما ان امي ميتة |