| Havaalanından evime doğru gidiyordum. Yeni bir işim oldu. Şimdiden çalışıyorum." | TED | سيدي. كنت في طريقي إلى البيت من المطار . وحصلت على وظيفة . و ها أنا أعمل مباشرةً |
| TE: O Noel Balosu dansından 9 yıl sonra 25 yaşındaydım ve bir sinir krizine doğru son sürat gidiyordum. | TED | ثورديس: بعد تسع سنوات من رقصة عيد الميلاد، كان عمري 25 عامًا، وفي طريقي إلى انهيار عصبيٍ. |
| Lois, ben Peter. Korkarım yatak odasına üstümü değiştirmeye giderken, | Open Subtitles | أخشى أنه وأنا في طريقي إلى غرفة النوم للتغيير .. |
| Böylece, şeker dükkanına giderken beyaz bir adam, dükkânın girişinde benim girmemi engelleyecek şekilde duruyordu. | TED | في طريقي إلى المتجر، كان هناك رجل أبيض بالغ في المدخل يسد الطريق أمامي. |
| Yok bir şey, toplantıya gidiyorum, o kadar. Bak, daha sonra konuşabilir miyiz? | Open Subtitles | لاشئ, أنا فقط في طريقي إلى إجتماع إسمع, هلا تحدثنا في وقت لاحق؟ |
| Giriş yapma saçmalığını hallettim, ve şu anda odama gidiyorum. | Open Subtitles | لقد أتممت هراء تسجيل الدخول وأنا في طريقي إلى غرفتي |
| Eve gidiyordum. Biraz serinleyim demiştim. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى المنزل, أردت الإنتعاش قليلا |
| Gerçekte bankaya para yatırmaya gidiyordum. - Bu da çamaşırlarım. | Open Subtitles | في الحقيقة، انا كنت في طريقي إلى المصرف للقيام بإيداع، إنها ملابسي |
| Eve gidiyordum bu nazik beyefendi otostop çekti sana getirmemi rica etti. | Open Subtitles | كنت في طريقي إلى المنزل. أوقفني هذا الرجل اللطيف وسألني توصيله إلى هنا. |
| Evine doğru gidiyordum, yürüdüğünü gördüm, kendimi tutamadım. | Open Subtitles | أنا كنت في طريقي إلى منزلك أمشي بتسلل , لا أستطيع منع نفسي.. |
| Bahçeye gidiyordum ki farkına vardım. | Open Subtitles | كنت في طريقي إلى الحديقة، عندما شعرت بها تمر علي بين فترة وأخرى |
| Tam bana göre. İtalya'ya giderken yolumun üzeri. | Open Subtitles | سيناسبني هذا بشكل رائع فأنا في طريقي إلى إيطاليا |
| Tam bana göre. İtalya'ya giderken yolumun üzeri. | Open Subtitles | سيناسبني هذا بشكل رائع فأنا في طريقي إلى إيطاليا |
| Tesadüfen, eve giderken Henrie'ye uğradım. | Open Subtitles | لحسن الحظ، مررتُ بمنزل هنري في طريقي إلى المنزل |
| Evet. Beni banyoya giderken yakaladı. | Open Subtitles | أجل, لقد صادفتني و أنا في طريقي إلى الحمام |
| Olay yerine kendim gidiyorum ve emin ol onu güvende tutacağım.n. | Open Subtitles | أنا في طريقي إلى موقع الحدث نفسي للتأكد من انها مؤمنة. |
| Kulağa biraz kendini beğenmiş gelecek ama Country müzik şarkısı veya yıldızı olmak için şehre gidiyorum, tabii oraya varabilirsem. | Open Subtitles | حسنًا، أعلم بأن ذلك يبدو تعجرفًا لكنني في طريقي إلى المدينة إن استطعت كي أصبح نجمة أغاني ريفية |
| Sürekli gidiyorum, bir türlü kuzeye gelemedim. | Open Subtitles | لقد كنت في طريقي إلى هناك و لكنني تعبت و لم استطع المواصلة اكثر |
| Böylece ben eve dönerken, o havaalanına gidiyor olacaktı. | Open Subtitles | كان في طريقه إلى المطار .بينما كنت في طريقي إلى المنزل |
| Şu an Kanada'ya doğru yola çıkmış olabilirdim. Bu delilik. | Open Subtitles | كنت أستطيع أن أكون في طريقي إلى كندا هذا جنون |
| Bu sabah beni bulduğunuzda, buluşacağımız yere gitmek üzereydim. | Open Subtitles | عندما وجدتوني في ذلك الصباح كنتُ في طريقي إلى مكاننا الذي نلتقي فيه |
| Muhteşemliğe giden bu yolda gittiğim bir sürü okuldan birisi. | Open Subtitles | واحدة من المدارس التي ارتدتها في أثناء طريقي إلى العظمة. |
| Buraya gelirken, uçuş boyunca, yanımdaki yolcu ile aramızda ilginç bir konuşma geçti. | TED | في طريقي إلى هنا، أجريت محادثة شيقة مع الراكب الذي بجانبي خلال رحلتي |