| Masada oturup yenen cinsinden harbi Yemek mi? | Open Subtitles | كما لو أجلس على الطاولة وأمامي طعام العشاء ؟ |
| Neden yerleştirmiyoruz, sonra biraz Yemek yeriz. | Open Subtitles | لم لا نرتاح قليلا، وبعدها نتاول طعام العشاء. |
| Zavallı ve lezzetli bir bufaloyu! Bütün tren için akşam yemeği olacak. | Open Subtitles | جاموس مسكين لذيذ سيكون طعام العشاء لقافلة العربات بأسرها |
| Bak ne diyeceğim! Bir ara gelip bizimle akşam yemeği yiyebilirsin. | Open Subtitles | أعلم، ربما يمكنك المجيء و أكل طعام العشاء معنا في وقت لاحق |
| Bayan Penelope bu Akşam yemeğinde sizinle mi olacak, efendim? | Open Subtitles | هل ستتناول السيدة "بينيلوبي" طعام العشاء مساء اليوم برفقتك سيدي؟ |
| Seninle birlikte akşam yemeğine gelebilirim. | Open Subtitles | إذاً أستطيع تناول طعام العشاء معك؟ |
| Gardiyan dün akşam yemeğini yemediğini söyledi. | Open Subtitles | قال الحارس أنك لم تتناول طعام العشاء بليلة الأمس |
| Genelde eve beş buçuk civarı gelirdi, hep birlikte Yemek yerdik. | Open Subtitles | كان يصل المنزل عادة فى الـ 5: 30 وكنا نتناول طعام العشاء سوية |
| Karım uyuyor, ama Yemek bırakmış. | Open Subtitles | زوجتي نائمة لكنها تركت القليل من طعام العشاء. |
| Belki bir ara gelip, bizimle Yemek yersin. | Open Subtitles | أعلم، ربما يمكنك المجيء و أكل طعام العشاء معنا في وقت لاحق |
| Bana Yemek yapmana gerek yoktu. | Open Subtitles | لست مضطراً أن تُعدّ طعام العشاء من أجلي، |
| Çalışıyor, eve geliyor, beraber akşam yemeği pişiriyorlar ve televizyon izliyorlar. | Open Subtitles | يعمل ، و يعود للمنزل وهما يطهيان طعام العشاء معاً ثم مشاهدة التلفزيون |
| Bu akşam yemeği bizim evde yiyip bebekle falan oynamak ister misin diye soracaktık. | Open Subtitles | كنّا نتسائل إن كنتَ تود تناول طعام العشاء معنا الليلة بمنزلنا وتلعب مع طفلتنا |
| akşam yemeği hazırlanırken yürüyüşe çıkalım. | Open Subtitles | ،بما أنهم يعدون طعام العشاء لنذهب في نزهة |
| Eğer seni daha iyi hissettirecekse, benimle akşam yemeği Yemek zorundasın. | Open Subtitles | حسنٌ، إن كان يُشعركِ بتحسّن، عليكِ تناول طعام العشاء معي. |
| Akşam yemeğinde dondurma yedik... | Open Subtitles | انتي تعلمي , أكل الآيس كريم بدلاً من طعام العشاء |
| Akşam yemeğinde bize katılacağınızı söylemiştiniz. | Open Subtitles | قلتِ إنكِ ستشاركيننا طعام العشاء |
| Bir akşam beraber akşam yemeğine ne dersin? | Open Subtitles | لماذا لا نتناول طعام العشاء غداً ليلاً؟ |
| İşte buradasın. akşam yemeğini hazırladım. | Open Subtitles | ها انت هنا كنت أعد طعام العشاء |
| yemekte bize katılacak, sonra da onu sinemaya davet edeceğiz. | Open Subtitles | سيتناول طعام العشاء معنا ثم سندعوه إلى دار السينما الليلة. |
| Kızımla yemekten dönüyorduk ve otele gitmeden bir uğrayıp merhaba diyelim istedik. | Open Subtitles | أنا وابنتي كنا عائدين إلى الفندق بعد طعام العشاء وفكرنا بالمرور وإلقاء التحية |
| Birkaç gün sonra akşam yemeğinden önce bir an için aklımdan çıkmış. | Open Subtitles | بعدها بأيام، عند طعام العشاء نسيت موته للحظة، وتساءلت ماذا سيريد أن يأكله |
| - Bu gece yemeğe çıkmak ister misin? | Open Subtitles | "ما رأيك أن نتناول طعام العشاء سوياً الليلة؟" |