| Hedef değil yem olduğunuz varsayımını kabul ederek bankaya yürüyüşünüzü, tamamlamanızı rica ediyorum. | Open Subtitles | قد أطلب منك قبول عرض أن تكوني طعماً وليس جسراً أكملي مسيرتك للمصرف |
| Darbe yapabilmrk için kendilerini yem olarak kullandılar ve dışarı çıkardılar. | Open Subtitles | لقد جعل من نفسه طعماً لاستدراج الفصيلة التي تحاول شنّ الانقلاب |
| Ben de küçük bir yem attım ve büyük balığı yakaladım, tuzağıma düştün. | Open Subtitles | كما أنني رميت طعماً وحصلت على السمكة الكبيرة والان أنت واقع في الفخ |
| Gözünün önünde sallanıp duran yemi gören balık nasıl hisseder? | Open Subtitles | ماذا سيكون شعور السمكة حينما ترى طعماً يتدلّى من خطافاً؟ |
| Bazen bir renk görürüm ve bu ağzıma bir tat verir. | Open Subtitles | في بعض الأحيان أرى لوناً فيستثير ذلك طعماً ما في فمي |
| Hayır, sadece bir yemdi. | Open Subtitles | كلا, كانت طعماً طرياً |
| # Çünkü, eğer eline bir meyve alırsan küçük kız, eminim göreceksin # # kiraz ne kadar siyahsa, o kadar tatlıdır # | Open Subtitles | * لأنك إذا إنتقيت فاكهةً أنت متأكد بأنك ستجد * * التوت الأغمق هو الأحلى طعماً للعصير * |
| Aslında kendini yem olarak düşünmelisin. | Open Subtitles | المبدأ الأساسي هو أن تعتبري نفسك طعماً حسناً |
| Köpek balığı hasta olduğunda neden suya yem atarlar? | Open Subtitles | لماذا نرمي طعماً في الماء وسمك القرش مريض؟ |
| Üzgünüm, şekerim. Erkek arkadaşın köpekbalıklarına yem oldu. | Open Subtitles | آسفة يا عزيزتي بات صديقك طعماً لأسماك القرش |
| Onu yakalamam için harika bir yem olacaksın. | Open Subtitles | ستشكّلُ طعماً فريداً لمساعدتي في إمساكِها. |
| Bir kadın oltaya yem takmayı bilmiyorsa balığa çıkmakla uğraşmaz. | Open Subtitles | لا فائدة من ذهاب فتاة الى الصيد ان لم تكن تعرف كيف تضع طعماً في صنارة |
| Böyle söylüyorsunuz çünkü beni yem olarak kullanmayı planlıyosunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تقولين هذا لكي أكون طعماً, صحيح؟ |
| Ama iyi haber şu ki, sebzeleriniz onu buraya çekmek için harika bir yem... | Open Subtitles | لكن الأخبار الجيدة أن ثماركم للمسابقة تشكل طعماً جيداً... |
| Yoksa yine yem olarak mı kullanılacaksın? | Open Subtitles | أم هل سيجعلونك طعماً للمرة الثانية؟ |
| Sakın bana tankerin yem olduğunu söylemeyin! | Open Subtitles | لا تقل لي أن الناقلة كانت طعماً |
| Çocukları yem olarak kullandın, öyle mi? | Open Subtitles | إستعملت الطفلة طعماً أليس كذلك ؟ |
| Demek oltaya yemi geçirip balığı öyle avlıyorsun. | Open Subtitles | حسبتُ أنّكَ تضع طعماً في الخطّاف ومن ثم تبدأ الصيد. |
| Doğru. O yüzden bana bir iyilik yap. Suya yemi at. | Open Subtitles | هذا صحيح، لذا أسدني معروفاً، إرمِ طعماً في تلك المياه. |
| Kişisel trajedisiyle dalga geçmenin güzel bir tat katıp katmadığından pek emin değilim. | Open Subtitles | لا أدري إذا كان طعماً جيداً السخرية من مأساتها الشخصية. |
| Sorun yok bu bir yemdi. | Open Subtitles | -لا بأس . -لقد كان طعماً . |
| #Ama gerçeği söylemek gerekirse # # kiraz ne kadar siyahsa, o kadar tatlıdır # | Open Subtitles | *لكن إذا قيل الحق * * التوت الأغمق الأحلى طعماً للعصير * |
| Başka bir şeyin tadına bak şimdi. | Open Subtitles | طعماً أخضر . أريدك أن تتذوق شيئاً آخر، عضّه |
| Onları yemleyeceğim, elinde tut. | Open Subtitles | سأعطيه طعماً , يؤخره قليلا |
| Bu ozgurluk bebek... ozgurlukten daha lezzetli olan nedir biliyor musun? | Open Subtitles | إنها الحرية يا فتى أتعرف ما هو ألذ طعماً من الحرية؟ |