| Artık oramda kafamdaki tsunamiye eşlik eden bir isilik var. | Open Subtitles | لكن الآن لدي طفح جلدي إستوائي في الأسفل إضافةً لإعصار هائج في رأسي |
| Tam şurada, küçük bir isilik var ve Vince, tanı koyabilmen için sana göstermemi istedi. | Open Subtitles | لدي طفح جلدي صغير في هذه الجهة, وفينس ظن أنه يجب أن أريه لك, لكي تستطيع أن تداويه. |
| Ne olmuş uyuzsan, iğrençsen ve kıçında tuhaf bir kızarıklık varsa? | Open Subtitles | فماذا لو كنت مقرف ومقزز وهناك طفح جلدي غريب على مؤخرتك |
| Yetişkinler için nispeten hafif bir hastalık-- hafif ateş, biraz baş ve eklem ağrısı, belki kızarıklık. | TED | إنه مرض معتدل الخطورة نسبيًا لمعظم الكبار، حمّى خفيفة، وصداع بسيط، وألم في المفاصل، وربما طفح جلدي. |
| Değişik belirtileri var, adale ağrısı, saç dökülmesi, kurdeşen... | Open Subtitles | لديها أعراض غير مترابطة .ألم عضلي ، ثعلبة ، طفح جلدي |
| Ayağımda terden pişik oluştu ya da başkanla buluşmalıyım gibi bahaneler uyduruyordum. | Open Subtitles | كنت أختلق أعذار مثل عندي طفح جلدي متعرق بسبب الحذاء أو عليّ مقابلة الرئيس |
| Çoğu hasta çocukken, enfeksiyon tedavisinde penisilin veya yakinen bağlantılı ilaçlar kullanıldıktan sonra kaşıntı belirdiğinde alerjik olarak tanımlanıyor. | TED | يشخص الكثير من المرضى بالحساسية بينما هم أطفال، حين يظهر طفح جلدي بعدما تعالجوا من العدوى بالبنسلين أو دواء قريب منه. |
| Hayır, bir anda isilik çıkması ve istifra dışında gayet iyi hissediyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا على مايرام ما عدا اني لدي طفح جلدي وقيء بدون سبب |
| Ben küçük bir kızken köyümüzde bir isilik salgını vardı ve neredeyse tüm kadınları götürdü. | Open Subtitles | عندما كنت صغيرة انتشر طفح جلدي في قريتنا وكاد يقتل جميع النساء |
| İnsan pisliği gibi kokan bir isilik yapmıyor mu o? | Open Subtitles | أليس هذا يسبب لك طفح جلدي رائحته ! مثل البراز البشري؟ |
| Tamam, "bugün ufak bir isilik problemi için cildiyecimi görmeliyim." | Open Subtitles | موافق، اليوم يَجِبُ أَنْ أَذهب إلى "دكتوري الجلدي" لأساله حول طفح جلدي. |
| Bilinç kaybı, garip bir kızarıklık, tenin solması, sık yolculuk yapan bir adamda sinsi bir hastalık saldırısı. | Open Subtitles | , الغشيان و طفح جلدي غريب أمر غريب لرجل يسافر كثيراً |
| Bazı insanların bir yerlerine kramp girer, bazen migren oluşur, bazen de kızarıklık. | Open Subtitles | يمكن أن يصاب بعض الأشخاص بالتشنجات الصداع النصفي, طفح جلدي |
| kızarıklık yayılmaya devam ediyor. | Open Subtitles | هل رأيت يده؟ طفح جلدي ينتشر بسرعة |
| Birkaç yerimde kızarıklık var ama geçecektir. | Open Subtitles | لا شئ طفح جلدي فقط سيختفي قريباً |
| Tüm vücudunun kurdeşen dökmesini bunun kanıtı kabul ediyor. | Open Subtitles | و الآن لديها طفح جلدي يملؤ جسدها كي تثبت ذلك |
| Dört oldu. İlkinde kurdeşen dökmüştü. | Open Subtitles | هذا الرابع لدينا في الطفل الأول حصل له طفح جلدي |
| Ben de pişik olmadan gidip çamaşırımı değiştireyim. | Open Subtitles | سأذهب لأغير ملابسة الداخلية قبل ان يصيبني طفح جلدي |
| ucuz döşemeleri bende kaşıntı yaptı. | Open Subtitles | أعتقد أن جلد سيارتك الرخيص سبب لي طفح جلدي |
| Just to take home slutty women and then wake up with a rash | Open Subtitles | فقط لـ أخذ امرأة عاهرة ومن ثم يستيقظون مع طفح جلدي |
| Ayrıca göğsünüzde döküntü ve kasık bölgenizde lezyonlar var. | Open Subtitles | لديك أيضاً طفح جلدي على صدرك وتقرحات على أعضائك التناسلية |
| Kıç Kaşıntısı, ağız ülseri tırnak düşmesi falan? | Open Subtitles | طفح جلدي على المؤخرة , قرحة في الفم سقوط بعض أظافرك ؟ |
| Kronik yorgunluk, eklem ağrıları, deri döküntüsü ve boğaz ağrısı şikayetiyle hastaneye kabul edildi. | Open Subtitles | لديه شعور بالإرهاق مزمن آلام المفاصل طفح جلدي متفرق و إحتقان الحلق |
| Benimkinin kızarık olduğuna eminim. | Open Subtitles | أنا متأكدة من أنه طفح جلدي. |
| Çünkü sanırım bir çeşit kaşıntım var. | Open Subtitles | لانني اعتقد ان لدي طفح جلدي |