"طفل صغير" - Translation from Arabic to Turkish

    • bir çocuk
        
    • küçük çocuk
        
    • küçük bir bebek
        
    • küçük bir çocuğum
        
    • bir çocuğun
        
    • bebeğin
        
    • küçük bir oğlu
        
    • küçük bir çocuğu
        
    Sen de ben de biliyoruz ki o destroyerin kaptanı, acemi bir çocuk. Open Subtitles نعم، لكنك تعرف بالإضافة إلى ماأفعله أن ربان تلك المدمرة . طفل صغير
    Orada bir yerlerde sekiz yaşında küçük bir çocuk var. Open Subtitles هناك طفل صغير بعمر 8 سنوات في مكان ما هناك
    Hayır, istediğim bu değil. Hastanede yatan bir çocuk ile ilgili. Open Subtitles لا, الأمر ليس بشأن ذلك، إنه بخصوص طفل صغير في المستشفى
    "Buzağı, aslan ve diğer hayvanlar birlikte durmalı ve küçük çocuk onlara yol göstermeli." Open Subtitles البقرة والأسد سيتعايشون سوياً مع طفل صغير ليقودهم
    Her küçük çocuk bir gün stada gider ve profesyonel bir maskot olmanın hayalini kurar. Open Subtitles كل طفل صغير يذهب الي الاستاد و يحلم أنه في يوم ما سيكون تميمة محترفة
    Yanında küçük bir bebek vardı ve bebeği almam için yalvardı. Open Subtitles كان لديها طفل صغير معها و توسلت لي أن تأخذ الطفل.
    Benim adım Eric Cartman, ben South Park, Colorado'dan 8 yaşında küçük bir çocuğum. Open Subtitles "انا طفل صغير عمره 8 سنوات من ساوث بارك كولورادو.
    Masum bir çocuk, benim çocuklarımdan biri suçumu üstlensin diye mi? Open Subtitles لكي يقوم طفل صغير من احد اطفالي بتولي مسؤلية هذا الخطا؟
    Joey, o küçük bir çocuk. Yağ çekilmesine ihtiyacı yok. Open Subtitles جوى, ده طفل صغير مش لازم تبوسه كل شوية يعنى
    Hatırlasana, babasını kaybetmiş ve astronot hastası ufak bir çocuk vardı. Open Subtitles تذكر، كان هناك طفل صغير فقد والده وكان هاوي رائد فضاء.
    O sadece bir çocuk, sadece küçük bir çocuk. Ne yaptığını sanıyorsun? Open Subtitles إنه مجرد طفل ، مجرد طفل صغير ما الذي تفعلينه بحق الجحيم؟
    Yani, gözleri görmeyen küçük bir çocuk, dünya hakkında pek bir fikri yok, ailesinde enstrüman çalan kimse yok, ve yine de kendisine bu parçayı çalmayı öğretmiş. TED لدينا طفل صغير ضرير، غير قادر على فهم ما يجري من حوله بالشكل اللازم، ولا يوجد بأسرته عازف موسيقى، ومع ذلك علم نفسه كيف يعزف تلك المقطوعة.
    yeni yürümeye başlayan bir çocuk tavır yapmaz, ama bir adam her gün dünyaya direnir. TED لا يملك طفل صغير موقفا في حد ذاته، لكن الرجل من يصر على عالمه كل يوم.
    Emile isminde küçük bir çocuk hastalandı; ateşli ve ishaldi, kusuyordu da. TED مرض طفل صغير اسمه إميل، مع أعراض تقيء وحمى وإسهال.
    - Elbette evdeki eş ve küçük çocuk yalnızca küçük bir pürüz. Open Subtitles ذبابة طفيف في مرهم، من طبعا زوجة، طفل صغير مرة أخرى في المنزل. نعم.
    Bir küçük çocuk haricindeki tüm ailenin öldüğü yangın var mı bakalım. Open Subtitles انظروا ربما هناك حريق قد أودى بحياة عائلة باستثناء طفل صغير
    Çünkü gözümün önüne gelen tek şey komşunun köpeği ona havladığında kollarıma koşan küçük çocuk. Open Subtitles لانه كل ما يمكنني تخيله هو طفل صغير يجري لاحتضنه بين ذراعي عندما كان كلب الجيران نبح عليه
    d Sana bakarak ayakta duruyorum d d Aşkımızın gelecekteki halini bilmiyorum d d Oldukça küçük bir bebek d d Her zaman olduğu gibi d Open Subtitles أنا أقف من أجل أن أنظر إليك أنا لا أعرف عن المستقبل بعد حبنا طفل صغير
    Bazen rüyamda küçük bir çocuğum olduğunu görüyorum. Open Subtitles أحلم أحياناً أن معي طفل صغير
    Bugün, sizlere bir çocuğun çok kültürlülüğü tecrübe etmesine yardım etmeniz için çağrı yapıyorum. TED اليوم، أنا أتحداكم لمساعدة طفل صغير لتجربة التعددية الثقافية.
    Ben yavaşça onun hayatını alırken O bir bebeğin annesi için ağladığı gibi senin için ağlıyordu. Open Subtitles لقد طلبت مثل طفل صغير يبكي لأمه عندما أطفئت حياتها ببطئ
    Onun küçük bir oğlu var. Ona ne yaptığının farkında mısın? Open Subtitles لديها طفل صغير أتعلم ماذا تفعل بها ؟
    Sokaklarda yiyecek bulmak için gezinirdim, ve küçük bir çocuğu gördüğümü hatırlıyorum annesinin sırtına bağlanmış cips yiyordu ve cipsleri ondan çalmak istedim. TED و أمضي في الشوارع بحثاً عن الطعام و أتذكر مشاهدة طفل صغير تحمله أمه على ظهرها يأكل رقائق البطاطا و كنت أريد سرقتها منه

    Most frequent words and phrases

    Arabic-Turkish: 10k, 20k, more | Turkish-Arabic: 10k, 20k, more