| Burada istediğiniz yirmi arabanın sahipleri ve adreslerinin listesi var. | Open Subtitles | هذه قائمة أسماء وعناوين للذين يمتلكون 20 سيارة التي طلبتها |
| Hatta, 30 dakika önce istediğiniz ısı koruyucuyu alınca da ne olacağını bilmiyorsunuz. | TED | لا تدري إن كنت ستحصل على البطانية التي طلبتها من نصف ساعة. |
| Kırık El, istediğin vaatler burada yazıIı. | Open Subtitles | الوعود التي طلبتها بروكن هاند مكتوبة هنا |
| Bu istediğin şeylerin seni eski haline geri döndüreceğini mi-- | Open Subtitles | تريد ان تقول لي أن تلك الأشياء التي طلبتها ستردك إلى |
| Evet, sipariş verdim ama kahrolası çiçekçi onları getirmedi! | Open Subtitles | أجل لقد طلبتها لكن صاحب الزهور اللعين لم يحضرها |
| Tellerin bazıları benim istediğim tür değildi. | Open Subtitles | بعض الأسلاك غير مطابقة تماماً للمواصفات التي طلبتها |
| Kanaldan istedim ama... sanırım biraz dağınıklar. | Open Subtitles | لقد طلبتها ولكن محطة الإذاعة تعمها الفوضى وعدم النظام |
| Bu gece için istediğiniz merdiven ve ipi getireyim mi efendim? | Open Subtitles | هل لا زلت بحاجة إلى السلم و الحبال التى طلبتها الليلة يا سيدى ؟ |
| İstediğiniz evrakları bulmam gerekiyordu. | Open Subtitles | و لكن كان على أن أجد الأوراق التى طلبتها ،إننى أضيع كل شئ |
| -İşte istediğiniz raporlar, efendim. | Open Subtitles | ها هي التقارير التي طلبتها يا سيّدي شكراً لكَ |
| Hey, Joe! Arabayı istediğin şekilde hazırladım. | Open Subtitles | يا جو لقد حضرت المقطورة بالطريقة التي طلبتها |
| Bay Griggs istediğin malzemeleri yolladı | Open Subtitles | لقد أرسل السيد جريجز التجهيزات التي طلبتها |
| işte burada istediğin cevaplanmış anketler var | Open Subtitles | أيتها الطبيبة ، إليك الإستمارات التي طلبتها |
| Efendim, yeni sipariş ettiğiniz ucuz steteskopların rahatsızlık verici derecede sıkı olduğu konusunda şikâyetler alıyoruz. | Open Subtitles | سيدي ، وصلتنا بعض الشكاوي تقول أن السماعات ذات السعر المخفض التي طلبتها ضيقة بشكل غير مريح |
| sipariş ettiğim pembe yün ceket geldi. | Open Subtitles | تلك البلوزة الوردية الصوفية التي طلبتها قد وصلت |
| Bu arada Beth, senden istediğim listeyi hazırladın mı? | Open Subtitles | بمناسبة، بيث، هل أحضرتي القائمة التى طلبتها منك؟ |
| Geçen hafta istediğim izin. Hâlâ gitmek istiyorum. | Open Subtitles | العطله التى طلبتها الاسبوع الماضى مازلت أريدها |
| Kanaldan istedim ama... sanırım biraz dağınıklar. | Open Subtitles | لقد طلبتها ولكن محطة الإذاعة تعمها الفوضى وعدم النظام |
| İstediği pizzayı yollayın, yoksa oraya gelip, oyarım seni. | Open Subtitles | أسمع، قُم بتوصيل البيتزا التي طلبتها و إلا سأتي اليك وأقطعك |
| Nakit paranızı bankaya yatırmaktan memnun oluruz ama korkarım ki, Talep ettiğiniz havale işlemlerinizi gerçekleştiremeyeceğiz. | Open Subtitles | يسعدنا أن نودع النقود في حسابك لكنني أخشى أنه لا يسعنا إكمال صفقة التحويل التي طلبتها |
| İstemiş olduğunuz bilgiler masanızın üzerinde hazır. | Open Subtitles | ستجد المعلومات التي طلبتها على مكتبك عندما تصل |
| Sırf sen istedin diye baş belası bir muhabiri yeniden işe aldım. | Open Subtitles | وقمت باذلال نفسي لمذيعة مزعجة لانك طلبتها بالاسم |
| - Pekâlâ, doğum günü çocuğu. - Mağazada görmüştük ve senden onu istemiştim! | Open Subtitles | حسنا يا صاحب عيد الميلاد لقد رأيت هذه فى المخزن و طلبتها لك |
| Genç efendim, istediğiniz kahveyi getirdim. | Open Subtitles | الشباب ماجستير ، احضرت القهوة التي طلبتها. |
| Bunu benim için mi ısmarladın? | Open Subtitles | وهل طلبتها خصيصا ً من أجلي؟ |
| Hayır, eksik olan on dakika önce ısmarladığım sütlü kahve. | Open Subtitles | كلا، ما ينقصني هو القهوة بالحليب التي طلبتها قبل عشر دقائق |
| Emrettiğiniz kısmi hava harekatları, | Open Subtitles | الضربات الجوية المحدودة التي طلبتها تم تحديدها |
| Eddie, ona evlenme teklif ettim. | Open Subtitles | ايدي ،لقد طلبتها للزواج |