| Düşünmen gereken senden istediğim şey. | Open Subtitles | بربّك، الأمر الوحيد الذي عليك التفكير به هو ما طلبتُه منك |
| Tamam. Senden istediğim şu şeyi getirdin mi? | Open Subtitles | حسنًا ، هل جلبتَ الشيء الّذي طلبتُه منك ؟ |
| Bu benim, Miramount-Nagasaki'deki 20 yıllık çalışmamın karşılığı olarak istediğim tazminatım. | Open Subtitles | لقد كانت تعويضي من ميراماونت ناغازاكي الذي طلبتُه منهم بعد خدمة 20 عاماً. |
| Senden tek istediğim ona dövüşmeyi öğretmendi. | Open Subtitles | كلّ ما طلبتُه منكَ هو تعليمه كيفيّة القتال |
| Pekâlâ, bir iş yaptınız, ama bu benim istediğim iş değildi. | Open Subtitles | لقد قمتَ بعمل غير الذي طلبتُه منك |
| - Kapa çeneni, koyun kılıklı bana istediğim peyniri getir. | Open Subtitles | اصمتِ ، واحضري لي ما طلبتُه بالضبط |
| O zaman istediğim zaman verecektin. | Open Subtitles | إذًا كان عليكَ إعطائي إياه عندما طلبتُه |
| İstediğim şey sende mi, değil mi? | Open Subtitles | ألديك ما طلبتُه ، أم لا؟ |
| Benim istediğim bu değil ki. | Open Subtitles | لم يكن هذا ما طلبتُه. |
| - İstediğim şeyi getirdin mi? | Open Subtitles | أ لديكَ ما طلبتُه ؟ |
| İstediğim buydu. | Open Subtitles | ذلكَ ما طلبتُه. |
| - Bütün istediğim yalnızca cansız bir baştı. | Open Subtitles | كل ما طلبتُه هو رأس بدون حياة |