| Beni ofisine çağırdı ve bir dolu soruya cevap vermek durumunda kaldım. | Open Subtitles | لقد طلبني الى مكتبه عند الظهيرة و كان عليّ أن أجيب على ملايين الأسئلة |
| Babam beni çağırdı ve tek bir şey söyledi... | Open Subtitles | . لذلك طلبني والدي و قال لي شيئاً واحداً |
| Ayrılmadan önceki gece bana evlenme teklif etti. | Open Subtitles | طلبني للزواج منه في الليلة التي سبقت مغادرته. |
| O teklif etti, ben de kabul ettim demek yakın bir zamanda evleneceğiz demek değil. | Open Subtitles | انظر, فقط لأنه طلبني و انا وافقت لا يعني ان ذلك سيحدث في اي وقت قريباً |
| Hukuk bölümü St. Helens dağını yarılamışken bizi cepten aradı. | Open Subtitles | المحامي طلبني على تليفوني المحمول بينما كنت انا وموري قد تسلقنا لمنتصف جبل سانت هلينا |
| Okuldaki en iyi görünen çocuk bana lise töreni için çıkma teklifi etmişti. | Open Subtitles | الشاب ذو أفضل هيئة طلبني للخروج معه في حفل التخرج |
| İmparator beni çağırttı. Ama şimdi yatmaya gidiyorum. | Open Subtitles | الامبراطور طلبني لكنني سأخلد إلى فراشي الان |
| - Tamam, bir saniye. - Hayır beni istedi. | Open Subtitles | أعطني دقيقه لا , لقد طلبني لوحدي |
| Amirim vardiya değişindeki kayıtları kontrol etmem için içeriye çağırdı. | Open Subtitles | رئيسي طلبني بالداخل للتحقق من سجلات تغيير الوردية |
| Bay Penvenen'la konuşmaya geldim. Kendisi beni bizzat çağırdı. | Open Subtitles | اتيت لرؤية السيد بينفينن .لقد طلبني شخصياً |
| Sonra beni ofisine çağırdı ve takım ruhuna sahip olmadığım için... | Open Subtitles | لاحقاً، طلبني إلى مكتبه وأخبرني أن عليه تسريحي... |
| Amir acilen beni merkeze çağırdı. Sizin bu işle bir ilgliniz yoktur tabi. | Open Subtitles | المفوض طلبني لم تقوموا بأي كارثة ؟ |
| Beni çağırdı çünkü Jeb müsait değilmiş. | Open Subtitles | لفد طلبني فقط لأن جيب لا يمكنه الحضور |
| Neyse, bugün koç beni odasına çağırdı... | Open Subtitles | \u200fعلى أية حال، طلبني المدرب في مكتبه اليوم. |
| Peter bana J.C. Penny'nin bodrumunda evlenme teklif etti. | Open Subtitles | طلبني "بيتر" للزواج "في قبو "جْي. سي .بيني. |
| Büyük ihtimalle öğle yemeğinde şeker komasına girecek. Bir de... Matt Saracen bana çıkma teklif etti. | Open Subtitles | ربما تصاب بنومة سكر عند الظهيرة و " مات سيرسون " طلبني لموعد غرامي |
| teklif etti, ben de eğlenceli olabileceğini düşündüm. | Open Subtitles | لقد طلبني وأعتقدتُ أن ذلك سيكون مسليا |
| Jun Pyo beni aradı. | Open Subtitles | جون بيو طلبني بينما هو يسحب بعيدا |
| Denemediğinden değil tabii. Tanıştığımızdan beri evlenme teklifi ediyor. | Open Subtitles | لكنّي أعني لم يكُف عن المحاولة لقد طلبني للزواج منذ ان تقابلنا |
| Sonny beni çağırttı. | Open Subtitles | (سوني) طلبني |
| Roman beni istedi ve alacak. | Open Subtitles | رومان طلبني وأنا هروحلوا |
| Cuma günü tekrardan çıkalım mı diye sordu. | Open Subtitles | طلبني للخروج مجدداً في الجمعة |