| Hemen bir günde polen Avcısı olmaya karar veremezsin. Bu iş için yetiştirilmen gerekir. | Open Subtitles | لا يمكن أن تقرر بيوم واحداً أن تكون ناثر طلع يجب أن تولد من أجل هذا |
| Biraz uğraştırdı ama insan derisi, insan saçı, keten, kül ve küçük büyük tüm parçalarda tuz, biber, toz ve polen bulunduğunu saptadım. | Open Subtitles | لقد أستغرقني ذلك وقتا لكنني عزلت جلد إنسان.. شعر إنسان، وبعض الوبر رماد التبغ، كبير وصغير.. ملح، فلفل، تراب وغبار طلع |
| Elmalardan polen numuneleri almamız lazım derhâl. | Open Subtitles | نحتاج أخذ عينات من طلع التفاح وعلينا فعل ذلك الآن |
| Mukozadan Amerikan Kestane çiçeği poleni çıktı. | Open Subtitles | إذن كانت هناك أبواغ من طلع زهرة الكستنة الأمريكيّة بغشائها المُخاطي، |
| Topladığın elma poleni numunelerinde mantar kalıntısı bulmuş. | Open Subtitles | عينات غبار طلع التفاح التي جمعتها تحتوي أيضا على الفطر |
| gün ağardı, dikkatli ol. | Open Subtitles | لقد طلع النهار ، انظرى |
| Kutuda ve kurbanın kemiklerinde küçük trillium polenine ait izler var. | Open Subtitles | آثار لحبوب طلع زهور (تريليوم بوسيليوم) على الصندوق وعظام الضحية. |
| Ama iyi habere gelirsek, polen seviyesi 2.3'e gerilemiş, yani maske cebimde kalıyor. | Open Subtitles | ولكنّ الأخبار السارّة هي مستوى غبار طلع النباتات انخفض إلى 2.3 .. لذا القناع سيبقى في جيبي |
| polen Avcısı olmak çok tehlikeli olsa gerek. Ah, evet. | Open Subtitles | لا بد أن الوضع خطير كونكم ناثروا طلع |
| A-aslında, toz birçok şeyden oluşur. Hayvan tüyü,polen olabilir. | Open Subtitles | قد يكون غبار طلع محبوب غاضب قد يكون فحم |
| Karass don Slava'nin mum çayirliklarindan gelmis bir parça psisik polen. | Open Subtitles | ذرات من غبار طلع نفسي من "مروج الشمع" في "كاركاس "دون سالفا |
| Bir de Ipomoea Purpurea'nınkine benzer bir polen. | Open Subtitles | وما يشبه حبوب طلع من زهرة "الأثمان الأرجواني". |
| Üç kenarlı, oluklu polen. | Open Subtitles | طلع بثلاث زوايا، شرائط مميّزة؟ |
| O zaman dondurmadaki arı poleni? | Open Subtitles | إذاً, طلع نحل في آيس كريم عسل الخزامى؟ |
| Sana, senin bir bilim adamı olduğunu ve daha iyi bilmen gerektiğini söylememe rağmen, içine arı poleni karıştırıyorsun. | Open Subtitles | ... هذاكأسالأونسستّة الصغيرللبن، اللبن البسيط، الذي فيه تحرّك بعض غبار طلع النحلة... ... لأنكعلىنوع منركلة غبار طلعنحلةبالرغم منأنّ أخبرك أنت عالم وأنت يجب أن تعرف بشكل أفضل. |
| Arı zehri ve poleni farklı şeylerdir. | Open Subtitles | سم النحل و طلع النحل أمران مختلفان... |
| Gün ağardı. | Open Subtitles | لقد طلع النهار |
| Bademciklerini aldırmıştı toza allerjiden Arı polenine karşı epi-pen'i vardı... | Open Subtitles | و قد أستأصلت لوزتيها أيضاً, و تعاني من حساسية الغبار... و تحمل دواء (إيبي بين) لحساسيتها من طلع النحل |