| Artık serbest olduğuna göre ele geçireceği yeni bir çocuk arayacaktır. | Open Subtitles | وبما أنه طليق الآن، سيبحث عن طفل آخر ليستحوذ على جسده |
| Katili getirmek serbest olduğun anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | إلقاء القبض على القاتل، لا يعني أنك طليق الآن |
| Bu demek oluyor ki bunu yapan kişi hâlâ dışarıda. | Open Subtitles | مما يعنى أن الشخص الذى فعل ذلك ما زال طليق |
| Bu adam amcamı öldürdü ve hala dışarıda! | Open Subtitles | لن أهدأ هذا الرجل قتل عمي و مازال طليق بالخارج |
| - Duruşma yarın. Şimdi de kaçak. - Eğer bu çocuğun peşindeyseler, ona ulaşacaklardır. | Open Subtitles | المحاكمه غدا و هو الان طليق اذا كانوا خلف هذا الفتي |
| Onu ne zaman görsem "kayıp mı oldu, bana mı bakıyor?"diye düşünüyorum. | Open Subtitles | كل مرة أراه، أشعر وكأنه يقول أنا حر طليق أنا أراقبك |
| Adamımız, denedi, suçlu bulundu, hapsedildi kaçtı, öldü zannedildi, ve şimdi Chicago'da. | Open Subtitles | حكم عليه،أدين وسجن هرب، أعتبر ميتا، والآن هو طليق في شيكاغو . |
| Hadi ama. Adam serbest, yapabileceğin bir şey yok mu? | Open Subtitles | بربك,هذا الشخص طليق, وأنت لا تستطيع فعل شيء؟ |
| Herhalde artık en azından serbest bir su canavarı olmadığını biliyoruz... | Open Subtitles | الآن بما اننا نعرف انه لا يوجد ليفيتان طليق |
| Bu ciddi bir şey, Vrinks, sessizIiğin SiIien'i serbest bırakır. | Open Subtitles | أتعرف ماهو الخطير في الموضوع ؟ صمتك كان يعني أن سيلين حر طليق |
| Bitişiğimizde bir mezarlık ve vakit öldüren serbest bir manyak olduğuna inanabiliyor musun? | Open Subtitles | ...هل تصدقين بأننا في فندق أمامه مقابر ويوجد أيضاً قاتل معتوه طليق ؟ |
| Hayır, dışarıda cezaevinden kaçmış bir mahkum varken. | Open Subtitles | لا,اقصد وجودك بالخارج فى وجود سجين طليق, |
| Evet, bir saat önce de aramıştım ama dışarıda fahişeleri ve güvenlikçileri gözüne kestirmiş bir katil dolaşıyor. | Open Subtitles | نعم، لقد اتصلتُ قبل ساعة، ولكن هنالك قاتل طليق مولع بالعاهرات وحراس الأمن |
| Evet de, beni endişelendiren dışarıda serbest dolaşan yarı. | Open Subtitles | اجل,ولكن النصف الاخر لازال طليق وانا قلقة بشأن هذا الامر |
| Şimdi işin içinde, kaybedecek hiçbir şeyi olmayan kaçak bir mahkûm var. | Open Subtitles | والآن، مجرم فارّ طليق لا يملك شيئاً ليخسره |
| Diğer taraftan, ortada kayıp bir yaratık var. | Open Subtitles | وعلي الجانب السلبي، لدينا كائن فضائي طليق, |
| Üçü vuruldu, biri kaçtı. Kırmızı gömlekli. | Open Subtitles | ثلاثه سقطوا وواحد طليق بقميص احمر |
| Bizim telefon hattımız ve elektriklerimiz kesik ve sokaklarda başıboş gezen bir katil var. | Open Subtitles | جميع هواتفنا وخطوط طاقتنا معطلة ولدينا قاتل طليق فى الشّوارع |
| Bana ne önereceğini bile bilmiyordum. Ama sanırım bayağı bir özgür olacaktım. | Open Subtitles | أجهل حتى ما عرضه عليّ، لكن أفترض أني سأكون طليق |
| Mutluluk kumaşımız ne kadar gevşek dokunmuş. | Open Subtitles | كَمْ المحاك بشكل طليق النسيجُ سعادتِنا. |
| Janet'ın eski kocası. Hamile karısını terk eden şu şerefsiz var ya hani? | Open Subtitles | طليق (جانيت) ذلك الحقير الذي تخلى عن زوجته الحبلى |
| Geçmeliyiz, çünkü ormanda dolanan bir köpek var. | Open Subtitles | "علينا العبور لأن هناك كلب طليق فى الغابة" |
| Ama bugün, bildiğimiz gibi bu gezegende hala canlı bir canavar var. | Open Subtitles | ولكن اليوم وكما نعلم مازال هناك وحش طليق في هذا الكوكب |
| Kafaya bir darbe, sonra kuşlar gibi Özgürüm. | Open Subtitles | ضربة بالرأس و ها أنا أحسن إنّني حر طليق كالعصفور |
| Ortalıkta dolaşan bir katil olduğuna göre burasının daha güvenli olacağını düşünüyor. | Open Subtitles | . هو يعتقد أن هنا أكثر أمانا ، مع وجود قاتل طليق |
| Çalıntı OSS mini diski Tik Tak'ta ve kaçıyor. | Open Subtitles | تيك توك سرق القرص الصغير وهو الان طليق |