| Ofiste acil bir durum var. Gitmem gerek. | Open Subtitles | هناك حالة طوارئ في مكتب . يجب على أن أذهب. |
| Geri dönüşümle ilgili acil bir durum var da. | Open Subtitles | لدينا حالة طوارئ في إعادة التدوير |
| Seçeneklerimizin tükenmesi ihtimaline karşın bir acil durum planı oluşturmamız gerekiyor. | Open Subtitles | اذا يجب ان تكون لدينا خطة طوارئ في حالة نفاذ خياراتنا |
| Nasıl bir acil durum? | Open Subtitles | هناك حالةُ طوارئ في قسم المرضى الخارجيين |
| Meclis tarafından Enstitü'de acil durum ilan edildi. | Open Subtitles | أعلن الـ"كلاف" حالة طوارئ في "المعهد". |
| İş ile ilgili acil bir durum olursa. | Open Subtitles | إذا كان يوجد حالة طوارئ في العمل |
| Gitmem gerekiyor. İşte acil bir durum çıkmış. | Open Subtitles | يجب علي المغادرة، طوارئ في العمل |
| Gitmem gerekiyor. İşte acil bir durum çıkmış. | Open Subtitles | يجب علي المغادرة، طوارئ في العمل |
| - Mutfakta acil bir durum varmış. | Open Subtitles | هناك طوارئ في المطبخِ. |
| -Aracınızda acil bir durum mu var? | Open Subtitles | هَلْ هناك طوارئ في عربتِكِ؟ |
| Şimdi, kasaba meydanında bir acil durum var ve senin hemen gelmen lazım. | Open Subtitles | لآن هناك حالة طوارئ في ميدان البلدة وعليك أن تأتي سريعاً |
| Ama çalınan belgeler su yüzüne çıkarsa diye de bir acil durum planı gerekli. | Open Subtitles | لكن بخطة طوارئ في حال ظهور أيّ من الوثائق المسروقة |
| 125.karakolda bir acil durum vakası var. | Open Subtitles | اجل، لدينا حالة طوارئ في الوحدة الـ125... |
| Ayrıca kaçıranlar iletişime geçerlerse diye acil durum planı da oluşturuyoruz. | Open Subtitles | سنخلق أيضاً خُطط طوارئ في حال لو أجرى الخاطفون إتّصالاً. |
| Jeff,bölüm 2'de acil durum, zıpla! | Open Subtitles | ! جيف ، حالة طوارئ في قطاع اثنين - |
| Miami'de acil rotasyonu almıştım. | Open Subtitles | لقد قمتُ بدورةِ طوارئ في (ميامي) |